GENEL BAŞAKAN MURAT BUKAN : Zazalar kimsenin boyunduruğu altında değildir [ 13 Temmuz 2018 ]

GENEL BAŞAKAN MURAT BUKAN : Zazalar kimsenin boyunduruğu altında değildir [ 13 Temmuz 2018 ]

Zazalar kimsenin boyunduruğu altında değildir

Zazalar ve Zazaca hakkındaki değerlendirmesini ' Bir yalana zamanında müdahale edilmezse, gün gelir o yalana siz de inanırsınız. Zazaların içinde bulunduğu durum da kısmen böyle... ' sözüyle özetleyen Federasyon Başkanı Bukan; Vurgulamak isterim ki, siyasi ve ırkçılıkla bizim işimiz olmaz. Kimsenin dini de, inancı da bizi ilgilendirmiyor. Dilimiz ve kültürümüzü korumak için bir şeyler yapabilmenin çabasındayız.

2017'de Ankara'daki 19 Şubat Dünya Dil Günü kapsamında Ankara'da Murat Bukan tarafından düzenlenen etkinlik sonrası bir araya gelen Zaza dernekleri, alınan kararla federasyon çatısı altında birleşti. Yakın geçmişte kurulan ve merkezi Ankara'da bulunan Zaza Dernekleri Federasyonu'nun başkanı Murat Bukan, beraberindeki Bingöl Zazana-Der Başkanı Mesut Kovalar ve Avrupa temsilcisi Ali Keskin ile Bingöl Online Gazetesi'ni ziyaret ettiler.

Burada Federasyon çalışmalarından bahseden Bukan, hedeflerini, yürütülen algı operasyonları ve Zaza halkının bunlardan etkilenişini de irdeledi.

Yöneltilen soruları içtenlikle yanıtlayan Bukan, Zazalara “Dilimize ve kültürümüze sahip çıkalım” çağrısında da bulundu.

İşte, o röportajın öne çıkan başlık ve konuları…

Zaza Dernekleri Federasyonu ne zaman kuruldu? Amacı ve hedefi nedir?

Zaza Dernekleri Federasyonu,  13 Nisan 2018 günü kurulmuştur. Merkezi Ankara'dadır. Kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olan Zaza dilinin yaşatılması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere en doğru ve güncel haliyle aktarılmasını sağlamayı temel amaç edinen federasyonumuz, Zaza halkının taleplerini de dile getirmek ve bu uğurda çözüm odaklı mücadele vermekte de kararlılık gösterecektir.

Hedefler noktasında belirlenen huşular bulunmaktadır. Öncelikler Anadilimiz Zazaca'nın anayasal güvence altına alınması, TRT bünyesinde tümüyle Zazaca yayın yapan bir kanalın açılması, üniversitelerden mezun olan Zaza Dili öğretmenlerinin daha fazla sayıda atanmasının sağlanması, Dil alanında çeşitliliğin ortaya çıkarılması ve yörelere bağlı kalmak yerine ortak bir yazım dilinin oluşturulması çalışmalarına katkıda bulunmak, Zazalar hakkında gerekli bilgi ve dokümanların bir araya getirilerek tarihsel ve kültürel bir kaynağın oluşturulması gibi birçok hedefimiz bulunmaktadır.

Hangi illerde dernekleşme çalışmalarınız oldu?

Bingöl, Elazığ, Tunceli (Dersim), Adıyaman Gerger, Ankara, İstanbul Anadolu Yakası ve İstanbul Avrupa Yakası derneklerimiz şuanda aktif ve federasyonumuz üyesi derneklerdir. Bunun yanı sıra Adana, Mersin, Antalya, Hatay, Diyarbakır, Konya, Şanlıurfa Siverek, Osmaniye, Bursa, Bitlis, Muş, İzmir, Yalova ve Manisa ve benzeri birkaç ilimizde daha dernekleşme çalışmamız bulunmaktadır. İnşallah yakın zaman da bu derneklerimiz de federasyon bünyemize katılacaktır. Bir hususun altını özellikle çizmek istiyorum. 

Federasyon yapılanması yurtdışında da olacak mı?

Tabi ki. Şuanda Almanya'nın Hannover şehrinde temsilcimiz Ali Keskin başkanlığında dernek kurma çalışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki yakın zamanda oradaki derneğimiz faaliyete girecek inşallah. Akabinde Almanya'nın farklı şehirlerinde derneklerimiz açılacaktır. Almanya ile sınırlı kalmayıp, dünyanın birçok ülkesinde dernekleşme faaliyetimiz sürecek. Yavaş ama istikrarlı adımlarla ilerlemeye çalışıyoruz. Zazalar kendi diline ve kültürüne sahip çıktıkça, bizler elimizden gelen gayreti sürdüreceğiz.

Zazalar adına bazı sivil oluşumlar, hatta siyasi oluşumlar var. Sizin bunlarla ne gibi bir bağınız var? Ya da olacak mı?

Zazalar adına çeşitli dernekler, platformlar, hatta siyasi partiler bulunmaktadır. Zaza Dernekleri Federasyonu'nun bu yapılarla organik veya inorganik hiçbir bağlantısı yoktur, olmayacaktır da. Bizler dil ve kültür odaklı bir oluşumuz. Bunu da özellikle vurgulamış olalım.

Güzel ve geniş bir yelpazeden bahsettiniz ancak bu alandaki çalışmalar genelde siyasi konularla bağdaştırılmakta. Federasyonunuzun siyasi herhangi bir duruşu olacak mıdır?

Bizler, siyaset yapılması veya Zazalar için siyasi bir zeminin oluşturulması için yola çıkmış bir yapılanma değiliz. Kimsenin siyasi fikriyle ilgilenmiyoruz. Kim hangi siyasi partiyi desteklerse desteklesin veya hangi inanca veya mezhebe sahip olursa olsun, bu bizim ilgi alanımız olmayacaktır. Ortak paydamız Zaza dilimizdir. Bizler dilimizin kaybolmaması için mücadele vermeye çalışacağız. Herkesin siyasi fikri kendisini bağlar. Bizim siyasetle işimiz olmayacak.  Zaza Dernekleri Federasyonu, siyaset üstü bir kurumdur. Tabi ki, siyasetle bağdaştırmaya çalışanlar olacaktır. Birilerinin arka bahçesi gösterme gayretinde bulunanları da göreceğiz. Ama buradan bir kez daha paylaşmak isteriz ki, federasyonumuzun hiçbir siyasi parti veya oluşumla legal veya illegal bir bağı yoktur, olmayacaktır da.

Zaman zaman “Zazalar Kürt'tür, bu şekilde ayrıştırmaya gidiyorlar. Kürtleri bölmeye çalışıyorlar?” eleştirilerini işitiyoruz. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

M.Ö 522 ve 486 yılları arasında hüküm sürmüş 1. Dara (Büyük Kral Darius) kendi aile soyağacını, hüküm sürdüğü toprakları, boyunduruğu altına aldığı krallar ve bölgesi üzerinde oluşan isyanları anlattığı bir kitabe ve anıt yaptırmıştır. Bu anıt, bugün itibariyle İran'da Kirmanşah bölgesi içinde yer alan Behistun Köyü'nde yer almaktadır. Yazıt, Sir Henry Rawlinson tarafından 1835-1839 tarihleri arasında çözümlenmiştir.

Zazaca birçok kelimeyi kapsayan yazıtında, Fırat havzasından Zazana Bölgesi diye bahseder. Bu da gösteriyor ki, Zazaların milattan önce Fırat havzasında yaşadıklarını göstermektedir.

Buradan yola çıkarsak şunu söyleyebiliriz; Zazaları Kürt, Türk veya Ermeni göstermek, tamamen siyasi bir yaklaşımdır. Zazaların bağımsız ve başlı başına bir halk olduğu Türk, Kürt ve Ermenilerle yıllara dayanan komşuluk, hatta evliliklerden doğan akrabalık bağı olduğunu söyleyebiliriz. Bizler, bütün halkları, dilleri, kültürleri bir zenginliğimiz olarak kabul ediyor ve hepsinin korunup yaşatılmasını istiyoruz. Zazalar bir halktır ve Zaza Dili, başta UNESCO ve Avrupa'daki bağımsız birçok dil bilimci tarafından müstakil bir dil olarak kabul edilmektedir. Zaza halkının, başka bir halkın kolu, Zaza dilini de başka bir dilin lehçesi göstermek tamamen siyasi bir karardır. Zaza dilini lehçe saymak, Zazaca'nın zaman içerisinde farklılaştırılarak yok edilmesi anlamına gelmektedir.

Zazaların başka bir halkın kolu olduğu birçok Zaza tarafından da kabuk görmekte. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Zaza halkının yıllardır, siyasi söylemlerle, kahve köşelerinde Zazalar ve Zaza Dili üzerinde psikolojik baskılarla halka kendi öz benliğini kaybettirmeye çalıştılar. Zaza halkı, maalesef hiçbir araştırma yapmadan, birileri tarafından geliştirilen söylemleri belge ve kesin bilgi kabul ederek buna inanmışlar. Ama bugün, gerçekler gün yüzüne çıkmış, araştırmaya başlayan Zazalar sayesinde halkımız, kendi öz değerlerine sahip çıkmaya, yeniden hayat vermeye başlamıştır. Demin de bahsettiğim üzere, geçmişte belirli siyasi ideolojiler üzerinden yürütülen propagandaların bir sonucu olarak bahsettiğiniz kitle yaratıldı.

Zazaca'nın müstakil dil olduğunu neye göre söylüyorsunuz?

Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 2008 senesini “Beynelmilel Lisanlar Senesi” ilan etmiş ve “Tehlikedeki Diller Atlası” (Atlas of the World's Languages in Danger) yayımlamıştı. Dünya üzerinde mevcut olan 67 Bin lisandan 2 Bin 400'ünün yok olma tehdidi altında olduğu ifade edilerek, Türkiye'de de 18 dilin kaybolma tehlikesi yaşadığı iddia belirtiliyordu.

UNESCO ve 33 dilbilimcinin katkısıyla oluşturulan atlasta Adığece, Çerkesçe (Kabartayca) ve Zazaca Türkiye'de “güvende değil” olarak nitelendirilen diller. Burada görülmesi gereken en önemli husus, UNESCO'nun da Zazaca'yı bir dil olarak kabul etmesi ve kaybolma tehlikesi bulunduğunu belirtmesidir.

Kürdolojinin babası olarak kabul edilen Sovyet V. F. Minorsky ve Kürtler tarihinin önemli kaynak olarak gösterilen Şerefname'de de belirtildiği üzere Zaza Dili'nin Kürtçe ile bir ilgisinin olmadığı görülmektedir.

Başta Dünyaca ünlü dil bilimciler Oscar Mann ve Karl Hadank ve Prof. Dr. Joyce Blau olmak üzere, Avrupa'da birçok bağımsız dil bilimci, Zaza Dili'ni dünyanın en eski, en geniş ve kendi başına müstakil bir dil olduğunu beyan etmekteler.

“Bir yalana zamanında müdahale edilmezse, gün gelir o yalana siz de inanırsınız” denir ya… Zazaların içinde bulunduğu durum da kısmen böyle…

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Kendimizi ifade etme şansı tanıdığınız için şahsınızda Bingöl Online Gazetesi'ne teşekkür ediyoruz. Buradan Zaza kardeşlerime seslenmek istiyorum. Dilimizin ve kültürümüzün korunması, yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması için lütfen herkes hassasiyet göstersin. Sessiz kalarak, birileri tarafından ortaya atılan iftira kampanyalarına kanarak uzak durmakla bu iftira sahiplerinin kirli emellerine hizmet edileceğinin bilincinde olalım. Tekrar ediyorum, siyasi ve ırkçılıkla bizim işimiz olmaz. Kimsenin dini de, inancı da bizi ilgilendirmiyor. Dilimiz ve kültürümüzü korumak için bir şeyler yapabilmenin çabasındayız. Zazalardan isteğimiz, siyasi kaygılar ya da söylemlerle yolumuza taş koymaya çalışanlara fırsat vermemeleridir. Tüm Zazaları Federasyonumuz bünyesinde kenetlenmeye davet ediyorum.

Paylaş