ÖZET
Politik mülahazaların yoğun ablukasındaki Zazaca (Dımıli) dili “çekişmesi” bir ortalama dil tartışmasından uzak durmaktadır. Bir tarafta, adeta bir dilbilim ya da akademik çalışmanın konusu olamayacak kadar “bariz” Kürtçe lehçesi olarak söylenegeldi son 20–30 yıl boyunca. Buna karşı çıkan tarafta ise tepkisel boyut ağır basmaktadır.
Çalışmamız, mümkün olacak en yalın verilerle bu tartışmaya akademik bir boyut katmanın yanı sıra, reddedilmesi kolay olmayacak bir toplu veri/olgu bütünü katmayı hedefleyecektir. Bu amaçla, öncelikle konunun literatürünün belli başlı kaynaklarından en kabul gören “dil” –hatta “kelime”– tanımlamalarının temel teorik çerçevesinden yola çıkacağız. Bu çerçevemizden dillerin “tuğla”ları diyebileceğimiz kelimelere, kelimelerin de “harç’ı harflere (seslere) biraz yakından bakacağız.
Dünya’da “farklı” diller olarak tartışması bitmiş belli-başlı dillerin ortaklıkları/benzerlikleri ile karşılaştırarak, dillerin matematiğinin yardımıyla sorumuzun cevabını arayacağız. Dersim’de bir özgün alan araştırması ile de veri bütünümüzü zenginleştirmeye çalışacağız.
GİRİŞ
Politik mülahazaların kıskacındaki Zazaca (Dimilî)1 dili tartışması, bir ortalama dil tartışmasından çok, bir siyasi “çekişme” bütününe daha yakın durmaktadır. Bir cephe, adeta bir dilbilim ya da akademik çalışmanın konusu olamayacak kadar “bariz” Kürtçe lehcesi olarak söyleyegelirken son 20–30 yıl boyunca, karşı
* Yrd. Doç. Dr., Tunceli Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, alikemalozcan@tunceli.edu.tr
1 Okuma/telafuz kolaylığı için, Kürtçe ve Zazaca alfabelerindeki “î” yerine “i”yi, “i” yerine de “ı”yı kullandık.
cephesinde ise tepkisel boyut öne çıkmaktadır. İnternet arama motorlarında “Zazaca-Kürtçe-Dımıli” benzeri taramalarda maalesef akademik kaynaklara rastlamak mümkün olmamaktadır. Kürt dili çercevesindeki dilbilim çalışmalarına sınırlı da olsa ulaşmak mümkündür. Ancak konu Zazaca, Dımıli, Kırdki, Kırmancki gibi isimlerle anılan Dersim’in “zonê ma”sına gelince, bazı çevre ve gruplaşmaların tepkisel, ideolojik ve polemiksel “forum” tartışmalarından öteye geçilememektedir. Google’ın akademik (scholar) taramamızda iki çalışmanın ismi ile karşılaşabildik. Bunlardan brincisi[1] Zazaca veya Dımıli üzerine bir çalışma olmadığı gibi oluşmakta olan Kürt resmi ideolojisi genel sınırlarında kalmaktadır. Konu ile ilgili bir adet akademik makaleye ulaşabildik ve yararlanabildık.[2] Ancak bu çalışma da – zengin tarihi ve etimolojik kaynaklaradan beslenen çok değerli bilgiler sunmakla birlikte– ampirik/niceliksel veri bütününe yönelik bir alana pek girmemektedir. Zaten bu “tartışmalı” dil üzerine böyle bir alan da oluşmamıştır.
Çalışmamız, mümkün olacak en yalın verilerle bu tartışmaların akademik boyutuna bir katkı yapmak ümidiyle, reddedilmesi kolay olmayacak bir kayda değer veri/olgu ünitesi sunmayı hedefledi. Bu amaçla, öncelikle konunun literatürünün belli başlı kaynaklarından en kabul gören “dil” –hatta “kelime”– tanımlamalarının temel teorik çerçevesinden yola çıktık. Bu çerçevemizden dillerin “tuğla”ları diyebileceğimiz kelimelere, kelimelerin de “harç’ı harflere (seslere) biraz yakından bakmaya çalıştık.
Dünya’da “farklı” diller olarak tartışması bitmiş belli-başlı iki Batı Avrupa dilinin ortaklıkları/benzerlikleri ile karşılaştırarak, dillerin matematiğinin yardımıyla sorumuzun cevabını aradık. Bulabildiğimiz cevabın dilbilim insanlarının üzerinde çalışmaya değer somutlukta –sayılabilirlikte– olduğunu umut etmekteyiz.
METODOLOJİ
Dilbilimci olmamanın kaygısından kaynaklanan bir haddimizi aşmama hassasiyetiyle bu “özgün” alana girmeye cesaret ettik. Cesaretimiz ise dilbilim çalışanlarına, üzerinde çalışılabilir mütevazı bir “zemin” sunma heyecanından beslendi.
Böyle bir kaygı ve hassasiyetle, dilbilimin alanınına düşecek derin teorik çerçevelere girmekten kaçındık. Bunun yerine, çok kısaca bir dil/lisan genel tanımlamasından hareketle, tamamen pratik, sayılabilir (ampiric/quantable), ele-gelir bir veri bütününe ulaşmaya çalıştık.[3] Dillerin “tuğla”ları diyebileceğimiz ve dilleri – sanırız gramerden önce – dil yapan kelimelerden hareket etmeyi uygun gördük. Dillerin biribirlerini “anla-maz”lığının (ayrılığının, farklılığının) temel olarak kelimelerin “giz”ine takıldıkları olgusundan (fact)[4] hareketle, Kurmanci ve Dımıli’yi biraz daha yakından tanımaya, tanımlamaya çalıştık.
Veri toplama yolunda ilk somut arayışımız, bütün dillerde “en temel” diyebileceğimiz kelimeleri seçme işi oldu. Hemen herkesin üzerinde uzlaşmaya yakın/ yatkın bir temel kelimeler seçimine dikkat ettik. Türkçe sözlükten ikiyüz (200) kelime seçtik. İkinci olarak, seçilen bu Türkçe kelimelerin en yakın İngilizce, Almanca, Kürtçe (Kurmanci) ve Dımıli (Zazaca) karşılıklarını bulduk. Türkçe sözlükten ikiyüz temel keimeyi seçerken de üç yalın kritere bağladık kendimizi:
a) Kelimelerin günlük dilde en çok kullanılanlar olması,
b) Eğitim seviyesi düşük ya da olmayan birinin kullanabileceği kelimeler olması,[5]
c) Kurmanci ve Dımıli’nin Türkçe’den ortak almadığı kelimelerden olması.
Çünkü ana hedefimiz, bu konuşulan iki “kelimeler grubu”nun doğasındaki aynılıkların, ortaklıkların, benzerliklerin ve ayrılıkların oranına ulaşmaktı. Bulduğumuz bu oranları ise, kimsenin aynı diller olduğunu söyleyemeyeceği iki dil arasındaki oranlarla karşılaştırdık. Bu dilleri de dünyada en çok konuşulan İngilizce ve ondan ayrı bir dil olduğu tartışılamayan Almanca olarak seçtik. Yani, Kurmanci ve Dımıli arasındaki ortaklıkları, benzerlikleri ve benzemezlikleri, İngilizce ve Almanca arasındaki “akraba”lıkla karşılaştırarak, dilbilim akademisyenlerinin üzerinde uzlaşmakta zorlanmayacakları bir “harman”a varmaya çalıştık.
Temel kelimeleri Türkçe sözlükten seçerken, İngilizce ve Kürtçe karşılıklarını biliyorduk. Ancak Almanca ve Dımıli’yi bilmediğimiz için karşılıklarının ne kadar aynı, benzer ve farklı olacaklarını bilemezdik. Almanca ve Dımıli karşılıklarını Almanya’da bu konuya yakın alanda çalışmakta olan bir doktora öğrencisi arkadaşımızdan aldık. Dolayısıyla önümüze gelen kelimeler, yanıltıcı-yönlendirici bir imkândan “yoksun”, tamamıyla “kura çekme” usülü denebilecek bir ön-bilgisiz ayıklamayla ortaya çıkmış bir kelime kütlesi oldu.
Bir başka metodolojik seçimimiz ise, bu dilin, en “bakîr” kalan bir bölgesi olması dolayısıyla, Dersim’in “Dersimce”sini araştırma alanı olarak hedeflemekle yanılgı payımızı minimize etmeye çalıştık. Çünkü Dersim’de “zonê ma”, onu konuşan nüfus çoğunlukta olduğu için, diğer (Palu, Varto, Diyarbakır, Koçgiri v.b) bölgeler gibi “öteki”leşme ve “azınlık”laşma baskısıyla Kurmanci’nin etkisinde en az kalan bir “Zazaca” olmuştur.[6]
BİR DİL VEYA LİSAN NASIL “AYRI”LIR?
“Dilleri kendi içinde bir dil yapan temel kriterler ne olabilir” sorusuyla genel bir teorik çerçeveye ulaşmak sanırız yanlış olmaz. Dilin genel olarak işlevi anlamındaki tanımları, çıkacak rakamlarımızı analiz etmede yardımcı olacaktır kuskusuz. Ancak konumuza/argümanımıza asıl katkısı olcak olan dilleri biribirinden ayıran temel özgünlüklerine odaklaşan tanımlama girişimleridir. Örneğin “Dil, evreni algılayış ve yansıtmanın ses, sözle göstergesidir... Kişioğlu evreni bilinci ile algılar, dili ile yansıtır”[7] veya “Bir dil, her biri sonlu uzunlukta ve sonlu bir üyeler kümesinde oluşturulan (sonlu ya da sonsuz) cümleler kümesidir”[8] türündeki tanımlamalar, birinci kategorideki çabalardır. İkincilerine girebilecekler, dilleri daha çok halkların, etnik toplulukların doğasının kültürel bir ögesi olgusunu tanımlamalarının odağına çekenlerdir.
Belli bir insan topluluğuna özgü, çift eklemli sesli göstergeler dizgesi. F. de Saussure’ün yaptığı ve birçok dilbilimcinin benimsediği ayrıma göre, dilyetisinin toplumsal ürünü olan dil, bu yetinin bireylerce kullanılabilmesini sağlayan ve toplumca benimsenmiş olan uzlaşımsal bir düzendir.[9]
Bu tanımın odağındaki kavrayış, dikkat edilirse, bir insan topluluğunun kendi içindeki “uzlaşımsal bir düzen” olması olgusudur. Dilin “kendi içinde” olmasının doğal sonucu, topluluğun da kendi içinde müstakil bir etnisite olması olacaktır.[10] Yine dili, insanın kendisi için toplumsal varlığının göstergesi olan bir “sosyal müessese” olarak tanımlanması da kültürel odağa yönelen bir yaklaşımdır.
Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabiî bir vasıta, kendisine mahsus kanunları olan ve ancak bu kanunlar çerçevesinde gelişen canlı bir varlık, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış gizli antlaşmalar sistemi, seslerden örülmüş içtimaî [sosyal] bir müessesedir.12
Bunun gibi dili/lisanı, “toplumsal bir yaratık olarak insanın, bireyin davranışlarında açık uçlu seçenekler dizesinin bir olabilirlilikler düzeneği” olarak tanımlayan Halliday de, kültürün “çevresel koşulları” bağlamında ele alır.[11] Yine bu çizgide, “Bir dil” diye devam eder Trager: “toplumun üyelerinin kendilerine ait bütünsel kültürleri anlamında, karşılıklı etkileşimlerinin aracı olan, insan sesine ait ihtiyarî semboller sistemidir.”[12]
Lehçe (Diyalekt) ise, ansiklopediler ve sözlüklerce “bir dilin belli bir coğrafî bölgedeki insanlar tarafından konuşulan çeşidi” veya “bir dilin tarihi, bölgesel, siyasi sebeplerden dolayı ses, yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan kolu” olarak tanımlanır. Bu tanımlarda da, “çeşit” veya “kol”un boyutları/sınırları konusunda, ölçüye gelecek niceliksel bir ögeye pek rastlanmaz. Yani bir “farklılık”ın nereye kadar bir “dil”in sınırlarında kaldığını, nereden sonra ayrılıp müstakilleşeceğini tanımlayan kriteriada belirgin bir muğlaklık var. Kanımızca bu zorluğu veya fluluğu aşacak en güvenilir somutluktaki yöntem, kelimelerin seslerindeki “anlaşılma”larının niceliksel ölçülerine başvurmak olacaktır.
Bu çercevede, kelimelerin diller içindeki “anlam”larının ansiklopedik tanımlarına başvurulursa, “kelimelerin dili”nin tercümesi daha gerçeğe yakın yapılabilir: “Kelime, dilin, anlam taşımanın aslî taşıyıcısı olarak fonksiyon gören bir veya daha fazla konuşulan ses veya onun yazılı temsilinden oluşan bir ünitesitir.” Bir başka ansiklopedinin tanımı da, dilin benzer “sırrı”nın taşıyıcısı olarak kelimeyi tanımlar: “Kelime, anadil konuşucunun genellikle, dilin yalıtılabilir ve anlam-yüklü en küçük elementi olarak değerlendirdiği, konuşmanın veya yazmanın yegane ünitesidir.” Kısaca, kelimeler dillerin atomlarıdır demeye getirirler.
Bu ve benzer kuramlaştırmalarla birlikte, dilin kültürel –yani yerel– odaklı tanımlama çizgisi bir çok dilbilimcide öne çıkar. Çok özetle andığımız bu kuramsal çerçeveden hareketle, dilbilim literatürünün ağırlıklı olarak etrafında toplandığı kültürel boyut kavramsallaştırması perspektifinden Dımıli’ye yaklaşılabilir. Buradan dilin “tuğla”ları olan kelimelerin “giz”ine bakacak bir sosyal bilimci, politik kaygılardan kurtulabilmiş entellektüelitesinin eline gelecek olguları ışığında, iki “kelimeler düzeneği” (Kurmanci ve Dımıli) arasındaki bağı tanımlamakta zorlanmayacağı kanaatindeyiz.
Böyle bir perspektiften seçilen ikiyüz (200) temel kelimeler tablosuna bakıldığında, “resmi kanı”yı haylı şaşırtacak bir “manzara” ile karşı karşıya olunduğu anlaşılır.
Kelimeler tablomuzun “manzara”sı şöyledir:
Temel Türkçe Kelimeler | Kurmancı | Dimilî / Zazaki | İngilizce (English) | Almanca (German) | KD | EG | |
1 | Aç | Bırçi | veyşan | Hungry | hungrig | – | + |
2 | Aç–mak | Veke, vekırın | akerdene | Open | öffnen | – | + |
3 | Ağız | Dev | fek | Mouth | mund | – | / |
4 | Ağla–mak | Bıgire, giri, | bermaene | Cry | weinen | – | – |
5 | Altın | Zêrr | zerrn | Gold | gold | + | + |
6 | Anne | Dê, dayik | ma | Mum/mother | mutter | – | + |
7 | Arkadaş | Heval | albaz, embaz | Friend | freund | – | + |
8 | Aslan | Şêr | şêr | Lion | löwe | + | + |
9 | Ateş | Ar, agır | adır | Fire | feuer | + | + |
10 | Ayak | Nıg | lınge | Foot | fuß | + | + |
11 | Baba | Bav | pi | Father | vater | – | + |
12 | Bacak | Şeq, qor, pêq | qor, paqe | Leg | bein | + | – |
13 | Bacı | Xang, xûşk | wae | Sister | schwester | – | + |
14 | Badem | Bayv | vame | Almond | mandel | – | / |
15 | Bağlamak | Gırêde, gırê | gırê daene | Tie | binden | + | – |
16 | Bal | Hunguv | engmên | Honey | honig | – | + |
17 | Balık | Masi | mase | Fish | fisch | + | + |
18 | Başla | Despêke | sıfte kerdene | Start/begin | starten, beginnen | – | + |
19 | Beyaz | Sis, sıpi | sıpê | White | weiß | + | + |
20 | Biber | Isot | isot | Pepper | pfeffer | + | + |
21 | Borç | Dên | deyn | Loan | schulden | + | – |
22 | Bulut | Ewr, hewr | hewr | Cloud | wolke | + | – |
23 | Burun | Poz | zınci | Nose | nase | – | + |
24 | Buz | Cemed | cemed | Ice | eis | + | + |
25 | Buzağı | Golık | guk, golık | Calf | kalb | + | + |
26 | Ceviz | Gûz | goze | Walnut | walnuß | + | + |
27 | Ceylan | Xezal | asıke | Gazelle | gazelle | – | + |
28 | Cezaevi | Mapıs | hepısxane | Prison | gefängnis | + | – |
29 | Cevap | Bersiv | cıwab | Answer | antwort | – | + |
30 | Çalı | Sıncık | sınc | Nettle | gebüsch | + | – |
31 | Çekirdek | Dendık | dendık | Birdseed | kern | + | – |
32 | Çekirge | Kulli | çekçeke | Grasshopper | grashüpfer | – | + |
33 | Çevre | Dor | dorme | Environment | umgebung | + | – |
34 | Çık | Derkev | veciye | Leave | komm raus | – | – |
35 | Çıplak | Tazi | şılt, vıran | Naked | nackt | – | + |
36 | Çiğne | Bıcu | bıcawe | Chew | kaue | / | / |
37 | Çocuk | Zaru, zarok | doman, qıc | Child | kind | – | / |
38 | Çok | Pır, zaf | zaf, vêşi | Lots | viel | / | – |
39 | Çorap | Kuruk, gore | gewre, puç | Socks | strumpf | – | / |
40 | Çukur | Korm | çale | Pothole | graben | – | – |
41 | Çuvaldız | Şujın | goçine | Needle | nadel | – | + |
42 | Dağ | Çiya | ko | Mountain | berg | – | – |
43 | Dayı | Xal | xal | Uncle | onkel | + | + |
44 | Diş | Dıdan, dıran | dından | Tooth | zahn | + | – |
45 | Dar | Teng | teng | Narrow | eng | + | – |
46 | Dede | Bapir | pirık, kalık | Granfader | großvater | / | + |
47 | Dere | Nal, newal | avzimek | Stream | strömung | – | + |
48 | Dudak | Lêv | lew | Lips | lippe | + | + |
49 | Ekmek | Nan | nan | Bread | brot | + | + |
50 | El | Dest | dest | Hand | hand | + | + |
51 | Elma | Sêv | sae | Apple | apfel | / | + |
52 | Ekşi | Tırş | tırş | Sour | sauer | + | + |
53 | Eski | Kemd, kevn | kıhan | Old | alt | / | + |
54 | Eşek | Ker | her | Donkey | esel | + | – |
55 | Evlilik | Zewac | zewac | Marriage | ehe | + | – |
56 | Ev | Mal, xani | ban | House | haus | – | + |
57 | Esneme | Bayişk | babuşke | Yawn | gähnen | / | / |
58 | Fare | Mışk | merre | Mouse | maus | – | + |
59 | Gel | Ware | amaene | Come | kommen | – | + |
60 | Geç | Rawır | ravêrdene | Pass | vorbeigehen | / | – |
61 | Geniş | Fere | hera, hira | Wide | weit | – | + |
62 | Getir | Bine | ardene | Bring | bringen | – | + |
63 | Gelin | Buk | veyve | Bride | braut | – | + |
64 | Git | Here | şo | Go | geh | – | + |
65 | Gir | Têkev | cı kewtene | Enter | betreten | – | – |
66 | Gül–mek | Ken, bıken | huwaene | Laugh | lichen | – | / |
67 | Gör–mek | Bıbin, ditın | diyaene, vinıtene | See | sehen | – | / |
68 | Göz | Çav | çım | Eye | auge | – | / |
69 | Hala–bibi | Met | eme, amıke | Aunt | tante | – | – |
70 | Hançer | Şur, xençer | xençer | Dagger | dolch | / | – |
71 | Hangi–si | Kijan | kamci | Which | welche/r/s | – | + |
72 | Harman | Bêder | cıwen | Field | dresche | – | – |
73 | Hasta | Nexweş | nêweş | Ill | krank | + | – |
74 | Hayat | Jin, jiyan | weşiye | Life | leben | – | – |
75 | Hür–riyet | Azad, azadi | serbestiye | Liberty/free | freiheit | – | / |
76 | Ilık | Çêrme | serdgerm | Warm | warm | – | + |
77 | Irmak | Çem | ro, la | River | fluss | – | – |
78 | Isır–ma | Gezke, gez | gaz kerdene | Bite | beißen | / | / |
79 | Islak | Şıl | hit | Wet | feucht | – | – |
80 | Islık | Fitık | filiska | Hernia | pfeife | / | – |
81 | İç–(dış) | Hundur | zerre, teber | Inside | innen | – | + |
82 | İç–mek | Vexe | şımıtene | Drink | trinken | – | + |
83 | İleri | Pêş | raver | Forward | vorwärts | – | + |
84 | İşit–mek | Bıbist, bistın | bıaşnawe | Hear | höre | – | + |
85 | İyi | Baş | rınd, hewl | Good | gut | – | + |
86 | Kaç–ma | Bez, rev | remaene | Run | fliehen, | – | – |
87 | Kaç–tane | Çend | çend teney | How many | wieviel | + | – |
88 | Kalk | Rawe, rabe | werze | Stand up | steh auf | – | / |
89 | Kıl | Mu, pırç | mûye, pırç | Hair | haar | + | + |
90 | Kaz–ma | Bıkol, tevır | zengel | Dig | hacke | – | – |
91 | Kısa | Kurr, kın | kılm | Short | kurz | / | – |
92 | Kız–evlat | Qizık, keçık | keyna | Daughter | tochter | – | + |
93 | Kim | Ki | kam | Who | wer | / | / |
94 | Koku | Bin | boe | Smell | geruch | + | – |
95 | Kol | Pil | bazi, herme | Arm | arm | – | + |
96 | Korku | Tırs | ters | Scared | angst | + | – |
97 | Lisan | Zıman | zıwan | Language | sprache | + | – |
98 | Masal | Çirrok | şanıke | Story | märchen | – | – |
99 | Mavi | Hêşın | kewo | Blue | blau | – | + |
100 | Mayıs | Gulan | gulane | May | mai | + | + |
101 | Meme | Çıçık | çıç, cıcık | Breast | brust | + | + |
102 | Misafir | Nivan | meyman | Guest | gast | – | + |
103 | Nasıl | Çer, çhewa | çıtewr, senên | How | wie | – | / |
104 | Ne | Çı | çı | What | was | + | / |
105 | Nekadar | Çıqas | çıqa | How Much | wieviel | + | – |
106 | Niçin | Çıma, qey | çınay rê, çıra | Why | warum | / | / |
107 | Nere | Ku | koti, çıya | Where | wo | / | / |
108 | Nezaman | Çaxt, çıwaxt | key | When | wann | – | + |
109 | Nikâh | Mar | mare | Marriage | heirat | + | – |
100 | Nohut | Nik | nuke | Chick peas | kichererbse | + | – |
111 | Orak | Das | vaşturiye, | Sickle | sichel | – | + |
112 | Ot | Giya | vaş | Grass | gras | – | + |
113 | Otur | Rune | ronışe | Sit | setz dich hin | / | / |
114 | Öğleyin | Navêrê, nivro | peroc | Afternoon | mittag | – | – |
115 | Öğren | Huke | musaene | Learn | lernen | – | + |
116 | Öğüt-mek | Bıhêr, hêrdın | tarnayiş | Grind | zerkleirnen | – | – |
117 | Öksürük | Kuxuk | kuxayış, | Cough | husten | / | – |
118 | Öksüz | Sêwi | sey | Orphan | waise | / | – |
119 | Öküz | Ga | ga | Ox | ochse | + | + |
120 | Öldür–me | Bıkuj, kujandın | kıştene | Kill | töten | / | – |
121 | Ölüm | Mırın | merg, merdene | Death | tod | – | – |
122 | Ön | Peşi | ver | Front | vorne | – | – |
123 | Önemli | Gring | muhim | Important | wichtig | – | – |
124 | Öp–me | Paçke, paç | paçi kerdene | Kiss | küssen | + | + |
125 | Öv–me | Metke, met | wesıbnaene | Praise | preisen | – | + |
126 | Özlem | Biri | era viri kewtene | Miss | sehnsucht | – | – |
127 | Palto | Sako | çox | Jacket | jacke | – | + |
128 | Pamuk | Pembu | peme | Cotton | baumwolle | / | – |
129 | Pekmez | Aqıt | rıb | Marmalade | sirup | – | / |
130 | Pencere | pençıre | pencere | Window | fenster | + | – |
131 | Rüya | Xemd, xewn | hewn | Dream | traum | / | / |
132 | Rüzgar | Ba | va | Wind | wind | / | + |
133 | Saç | Por | por | Hair | haar | + | + |
134 | Sağ–taraf | Rast | raşt | Right | rechts | + | + |
135 | Sahip | Xudi | wahêr, wayir | Owner | besitzer, Herr | – | – |
136 | Sakal | Ri | erdişe | Beard | bart | – | + |
137 | Saman | Ka | sımerr | Wheat | heu | – | – |
138 | Sarı | Zer | zerd, çeqer | Yellow | gelb | / | – |
139 | Sarımsak | Sir | sir | Garlic | knoblauch | + | – |
140 | Sen | Tu | tı | You | du | + | + |
141 | Ses | Deng | veng | Noise/sound | stimme, laut | + | – |
142 | Sıcak | Germ | germ | Hot/worm | warm | + | + |
143 | Sinek | Vızık | vızıke | Fly | fliege | + | + |
144 | Siyah | Reş | sia | Black | schwarz | – | – |
145 | Soğuk | Sar | serd | Cold | kalt | / | + |
146 | Sol | Çep | çep | Left | links | + | – |
147 | Su | Av | awe | Water | wasser | + | + |
148 | Söyle-mek | Bêje, gotın | vaji, vatiş | Say | sagen | – | / |
149 | Tarak | Şe | şane | Comb | kamm | / | + |
150 | Tahrik | Tız | thız kerdene | Provoke | provokation | + | + |
151 | Tavuk | Mırişk | kerge | Chicken | huhn | – | – |
152 | Toprak | Xali, ax | wele, herre | Earth | erde | – | / |
153 | Tuz | Xo, xoy | sole | Salt | salz | – | + |
154 | Uç/ma | Bıfıre, fırr | raperraene, | Fly | fliege | – | + |
155 | Uçurum | Asê | zile, xali | Cliff | abgrund | – | – |
156 | Unutma | Birkırın | xo vira kerdene | Forget | vergessen | – | / |
157 | Utanç | Şerm | şerm | Shy | scham | + | / |
158 | Uyku | Xew | hewn | Sleep | schlaf | / | / |
159 | Uzak | Dur | dûri | Far | weit, fern | + | / |
160 | Uzun | Drêj | derg | Long | lang | – | + |
161 | Üç | Sısê, sê | hirê | Three | drei | – | + |
162 | Üst | Ser | ser | Top | oben | + | – |
163 | Üzüm | Tıri | engûre | Grapes | traube | – | – |
164 | Var–dır | Heye | esto/esta | Exist | es gibt | – | / |
165 | Vatan | Welat | welat | Country | land | + | / |
166 | Ver | Bıde | bıde | Give | gib | + | + |
167 | Vur | Lêxe, lêxın | pırode | Hit | schlage | – | – |
168 | Vücut | Bejn, laş | bejne, leşe | Body | körper | + | – |
169 | Yağ | Rûn | ruwen | Butter | butter, öl | + | + |
170 | Yağmur | Şıli, baran | varan, şiliye | Rain | regen | + | – |
171 | Yakın | Nêzık | nezdi | Near | nah | / | / |
172 | Yanak | Gep | gumık, a/ lıske | Cheek | backe | – | – |
173 | Yangın | Şewat | adır, veşayox | Fire | feuer | – | + |
174 | Yap | Bıke | bıke | Do | tur | + | / |
175 | Yaprak | Pel | perre | Leaf | blatt | / | – |
176 | Yat-mak | Rakev | kewtiş | Lie down | sich | – | – |
177 | Yavru | Çêlık | leyr, leyrek | Child | baby | – | + |
178 | Yaz–mevs. | Havin | amnan | Summer | sommer | – | + |
179 | Yazı | Nıvis | nuşte | Writing | schrift | – | – |
180 | Yedi | Heft | hewt | Seven | sieben | + | + |
181 | Yemek | Xarın | werdene | Food | essen | – | – |
182 | Yeni | Nu | newe | New | neu | + | + |
183 | Yer | Erd, herd | ca | Place | platz | – | + |
184 | Yeşil | Kesk | kewo,koo, hewz | Green | grün | – | + |
185 | Yeter | Besse | beso, besa | Enough | genug, | + | / |
186 | Yık-mak | Helışin | weşanıtene, birişni | Demolish | zerstören | – | – |
187 | Yıl | Sal | serre | Year | jahr | – | – |
188 | Yılan | Mar | mar | Snake | schlange | + | / |
189 | Yıldız | Hıstêrık, sıtêr | estare | Star | stern | / | + |
190 | Yırt | Qişke | dirnayiş | Rip | zerreiße | – | – |
191 | Yoğurt | Mast | mast | Yoghurt | joghurt | + | + |
192 | Yok | Tune | çıniyo/çıniya | None | es gibt nicht | – | – |
193 | Yol | Rê | raye | Road, street | straße, weg | / | / |
194 | Yudum | Qım | qulm | Sip | schluck | / | – |
195 | Yumuşak | Nerm | nerm | Soft | weich | + | – |
196 | Yuva | Hêlin | halên | Home | nest | + | – |
197 | Yüksek | Bılınd | berz | High | hoch | – | / |
198 | Yürek | Dıl | zerri | Heart | herz | – | / |
199 | Zaman | Dem, waxt | taw | Time | zeit | – | – |
200 | Zıpla | Tulde | xo weştene | Jump | springen | – | – |
Toplam: Kurmanci-Dımıli arası (+) 68; (–) 102; (/) 30 | English-German arası (+) 88; (–) 77; (/) 35 |
Tablo 1. Günlük Dilde En Çok Kullanılan Seçilmiş Temel Kelimeler Ve Dört
Dilden Karşılıkları
Tablonun rakamları, dünyanın belli-başlı dillerinden olan İngilizce ile Almanca arsındaki benzerlik – en temel günlük-dil kelimelerinde – Kurmanci ile Dımıli (Dersimce) arasındaki benzerlikten açık bir farkla öne geçtiğini göstermektedir.[13] İngilizce’nin iki yüz kelimesinden seksen sekizi (88) Almanca ile aynı veya çok benzer (kolaylıkla anlaşılır) iken, Kurmanci ile Dımıli arasında bu sayı altmış sekizde (68) kalmaktadır. İtina ile söylendiğinde anlaşılabilecek “orta benzerlikteki kelimelerin sayısı ise – iki yüz temel kelime arasında – İngilizce-Almanca’da otuz beş (35), Kurmanci-Dımıli’de otuz (30) oluyor. Yani, Almanca ile İngilizce arsındaki genel benzerlik oranı (benzer/aynı ve çağrışımlı toplamı) % 61.5 iken, Dımıli-Kurmanci arsındaki bu genel benzerlik % 49’dur. Anlaşılmazlık (benzemezlik) cephesinden rakamların söylediği ise; Almanca’nın İngilizce’ye % 38.5 “yabancı” kalmasına karşılık, Dımıli’nin %51 (%12.5 farkla) Kurmanci’ye “ilgisiz-alakasız” kaldığı yönündedir.[14] Dımıli’nin iki yüz kelimesinden yüz ikisi – %51’i – kökleri ve ekleriyle tamamen Kurmanci’den başka bir “ses düzeneği” olarak önümüze çıkmaktadır.
Yakınlık derecesi |
| Kurmanci Dımıli | İngilizce Almanc | a | |
Anlaşılan (çok benzer, aynı) | + | 68 | %34.0 | 88 | %44.0 |
Anlaşılabilir (benzer, çağrışım yapan) | / | 30 | %15.0 | 35 | %17.5 |
Anlaşılmaz (benzemez, farklı, ilgisiz) | – | 102 | %51.0 | 77 | %38.5 |
Tablo 2. Benzerlik ve Farklılık Durumu
Almanca bu “başka”lığını, iki yüzde (200) yetmiş yedi (77), yani yüzde otuz sekiz buçuk (%38.5) gibi “zayıf” bir oranla, kendisinin İngilizce’ye karşı (ikisinin aynı veya birinin ötekisinin lehçesi olduğunu söyleyen olmadığına göre) “ayrı bir dil olabilme rüştü”nü ispatlamaya yeterli olabilmektedir. Ancak %51’lik bir alakasızlık oranının Dımıli’ye yetmemesi, dilbilimcilerin yeniden bir “tercüme”sini beklemeyi hakkeder ciddiyettedir.
Dımıli’nin, İngilizce ve Almanca arasındaki farklılığa fark atan farkının “yetmez”liği, Dımıli’nin kendisi gibi, bu “kelimeler grubu” ile konuşan etnik varlığın kendisini tanımlaması da – karşılıklı birbirine bağlı olarak – sorunlu/kararsız bir tablo vermektedir. Bu etnisitenin kendisinin Zaza mı, Kürt mü, Kırd mı, Kırmanc mı, Dımıliler mi, “Şarê Ma” mı; konuştuğu dilinin de Zazaca mı, Dımıli mi, Kırdki mi, Kırmancki mi, Loli mi, Çareki mi, “Zonê Ma” mı olduğu kendi içinde “kuşkulu” kalmaya devam etmektedir.
Zazaların kendilerini ve dillerini tanımlamaları bölgeden bölgeye farklılık gösterir. Kendini tanımlama şekli aslen ulusal olmayıp, etnik veya dini niteliktedir. Koçgiri yöresindekiler kendilerini genelde “Zaza”, dillerini “Zazaki” diye tanımlarken, eski kuşakta “Ma” (biz) ve “Zonê Ma” (dilimiz) tanımlaması da vardır. Bugünkü anlamda Dersim (Mamekiye, Tunceli), Erzincan ve Bingöl’ün Yayladere ve Yedisu bölgesindeki Alevi Zazalar kendilerini “Kırmanc” diye tanımlarken, dillerini “Kırmancki”, eski kuşakta “Dımılki” de bilinmekle, komşu bölgelerdeki Sünni Zazaları “Zaza”, Sünni Kürtleri “Khurr”, Alevi Kürtleri “Kırdas”, Kürtçeyi “Kırdaski” olarak bilir. Bingöl’ün Kiğı, Adaklı, Karlıova ve Varto, Hınıs, Tekman gibi bölgelerdeki Alevi Zazalar kendilerine “Şarê Ma” (halkımız) veya “Elewi”, dillerine “Zonê Ma” (dilimiz) derken, komşuları olan Sünni Kürtleri (bazen de genel anlamda tüm Sünnileri) “Khurmanc”, Sünni Zazaları “Zaza” veya “Dılmıc” olarak tanımlar. Varto-Hınıs’ta Kürt komşuları Zazacayı “Loli” veya “Çareki” diye aşiret adına göre adlandırırlar.[15]
Başta vurguladığımız gibi, dilbilim çalışanlarının alanına girip haddimizi aşmamaya dikkat etme kaygısıyla, bir dili ayrı/müstakil bir dil yapan kriterler üzerine bir iddiadan uzak durarak, oynanmamış bazı sayısal veriler sunduk. Bu, “kura” ile seçilmiş kelimelerin ortaya çıkardığı rakamları tercüme etmeyi, dilbilim otoritelerine bırakacağız.
Temel kelime seçimimizde, bu kelimelerin en yakın karşılıklarında ve bunların benzerlik-ayrılık derecelerini tasnif etmede eksikliklerimizin olduğu/çıkacağı kuşkusuzdur. Daha dikkatli seçimler ve daha dillere hakim bir tasnif ile çıkarılacak sonuçların daha güvenilir, gerçeğe yakın olacağı da aşikârdır. Ancak bu eksikliklerin, çalışmamızın – mevcut haliyle – gerçeğe hayli yaklaştığı doğrultusundaki kanaatimizi korumamıza engel olacak düzeyde olmadığını düşünmekteyiz.
Son bir ek olarak, dilleri “müstakil” dil yapan temel kriterlerden biri (kanımızca ikinci temel önemde) olan gramer faktörü analizine açmak üzere: temel kelimelerimizden kelime kökleri aynı veya çok yakın olan iki fiilin “mastar” ve “edilgen” hallerini gösteren aşağıdaki tablo, Kürtçe-Zazaca “akraba”lığı üzerine, konuyu “rakamların dili” ve “kelimelerin sırrı” ile tartışacak dilbilimcilere, gramer çephesinden bir ipucu vermektedir.
Türkçe | Dımıli (Zazaki) | Kurdi (Kurmanci) |
Öldürme | Kışt | Kuj |
Öldürmek | Kıştış | Kujandın, kuştın |
Öldürülmek | Kıştayiş | Hatın kuştın |
Ölçme | Peym | Peyv, piv |
Ölçmek | peymayiş, peymıtış | Peyivandın, pivandın |
Ölçülmek | Peymiya | Hatın (peyivandın) pivandın |
Tablo 3. İki Fiilin Soneklerinde Kurmanci-Dımıli Durumu
SONUÇ
Geçtiğimiz yüzyılın son günlerine kadar, Kürtçe’nin Türkçeliğini – dolayısıyla Kürtlerin Türklüğünü – kanıtlamaya yoğun “akademik emekler” harcandı. “Doğu Gerçeği”[16] odaklı “bilimsel” çalışmaların ortak sonucu ise hep “Kürtler’in Türklüğü”[17] hattında seyretmekteydi. Büyük üniversitelerimizin koca profesörleri bu yokluk “çalışma”larına imza atmaktaydılar. Yaygın “şikâyet”ler ve “dış güçlerin maşası” olmaktan kurtarma uyarıları ise “hepimiz Türküz, nereden çıktı bu Kürtlük ve Kürtçülük” etrafında toplanmaktaydı.
Anadolu tarihinin yüzyılımıza düşen bu parçacığının bir “cilvesi” olmalı ki, bugünlere geldiğimizde, devletin TRT-Şeş’inde yirmi dört saat yayın yapacak kadar varlaşan Kürtçe’nin “sahibi” iktidar adayı Kürt siyaseti – tam da aynı iktidar kaygısı ile– “hepimiz Kürdüz, nereden çıktı bu Zazalık ve Zazacılık” etrafındaki inkârını ısrarla sürdürmektedir.
Bu çok sınırlı çalışmamızın, Kürtçe’nin bu “sahip”lerinin “evlatlık” (lehçelik) çalışmalarının “akademik-bilimsel” değerlerine ne kadar katkı yapacağını bilmeyiz, ancak dilbilim ve sosyal-siyaset bilimi akademisyen ve araştırmacıları için, üzerinde çalışılabilecek bir küçük “harman” sunacağı ümidindeyiz.
[1] Uzun, M. (2006), Kürt Edebiyatına Giriş, İthaki, İstanbul.
[2] Keskin, M. (2010), “Zazaca Üzerine Notlar”, Şükrü Arslan (derleme), Herkesin Bildiği Sır: Dersim - Tarih, Toplım, Ekonomi, Dil ve Kültür, p. 221–242, İletişim Yayınları, İstanbul.
[3] Bunun için temel güvencemiz Durkheim’in, sosyal bilimlerde metodolojinin en başat ögesinin olgu (fact) olduğu yönündeki tavsiyesi oldu.
[4] Durkheim, E. (1964), The Rules of Sociological Method, The Free Press-Macmillan, New York.
[5] Son 40-50 yılın bilimsel-teknolojik gelişmelerinin katığı kelimeler, genellikle Türkçe veya Batı dillerinden iki “lehçe”ye birlikte geçen “entellektül” kelimeler olmaktadır.
[6] Tersine, Dersim “hinterland”ındaki Kurmanci’nin Dımıli’den etkilendiği gözden –ve kulaktan– kaçmamaktadır.
[7] Bozkurt, F. (1995), Türkiye Türkçesi, İstanbul, s.5.
[8] Chomsky, N. (1957), Syntactic Structures, The Hague, Mouton & Co.
[9] Vardar, B. (1998), Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü, İstanbul, s.75
[10] Dımıli (zazaca) ile ilgili politik kaygı merkezli “tartışmalar” da bu hassasiyet üzerinden yükselir. 12 Ergin. M. (1985), Türk Dil Bilgisi, İstanbul, s.3.
[11] Halliday, M. A. K. (1973), Explorations in the Functions of Language, London, Arnold.
[12] Trager, G. (1949), The Field of Linguistics. Norman, OK, Battenberg Press.
[13] Tablo 1.
[14] Tablo 2.
[15] Keskin, M. (2010), “Zazaca Üzerine Notlar”, Şükrü Arslan (derleme), Herkesin Bildiği Sır: Dersim - Tarih, Toplım, Ekonomi, Dil ve Kültür (s. 222, 223), İletişim Yayınları, İstanbul.
[16] Bozkurt, M. (1997), Doğu Gerçeği, Boğaziçi Yayınları, İstanbul.
[17] Kırzıoğlu, M.F., (1995), Kürtler’in Türklüğü, Hamle, Ankara; Kırzıoğlu, M.F., (1984), Dağıstan, Aras, Dicle, Altay Ve Türkistan Türk Boylarından Kürtler, Ankara.a