Alamut Kalesi ve Hasan Sabbah Hakkında Bilgi
Alamut Kalesi, tarih meraklıları için önemli yerlerden biridir.
İran’da gezilecek yerlerden biri olan Alamut (Elamut) Kalesi, tarih sahnesinde çok geniş bir yere sahiptir. Fakat buna rağmen Alamut için gezilecek yerler kategorisinde bilgi aradığımızda, çok fazla kaynağa ulaşamıyoruz. Kale yıkıldığı için günümüzde sadece kalıntıları bulunmaktadır. Bu kalıntılar bile Hasan Sabbah ve Alamut ile ilgili rivayetleri bilenler veya hakkındaki onlarca kitaptan bazılarını okuyanlar için görülmeye değerdir. Bu gezi yazımda olabildiğince tarihi olaylara girmeden, kale hakkında bilgiler vereceğiz.
Alamut Kalesi Tarihi Hakkında Bilgi
Alamut Kalesi, kelime olarak ”Kartal Yuvası” anlamına gelmektedir. Alamut Vadisi’yle Talekan Nehri’nin birleştiği yerde, Kazvin’in kuzeydoğusunda yer alan Alamut, yüksekliği 2.000 metreyi aşan kayalar üzerine inşa edilmiştir.
Deylem [Zazaların ana yurdu] bölgesinde bulunan Alamut, Deylemli [Zazaların Ataları] hükümdarlardan biri tarafından kurulmuştur. Kuruluş tarihi konusunda kesin bir bilgi olmamasına rağmen Deylem (Daylam) hükümdarlarından ve Custani (Justanid) hanedanından olan Vehsudan b. Mezrubanda tarafından 805 yılında inşa edildiği söylenmektedir. Kale, tarihsel süreç içerisinde birçok kez yeniden imar edilmiştir.
Alamut Kalesi ve Hasan Sabbah
Alamut, günümüzde birkaç kalıntıdan ibaret olsa da oldukça ünlü bir yerdir. Bu ününü ise Hasan Sabbah’a borçludur. Hasan Sabbah ve daileri, kaleyi ele geçirdikten sonra bu bölgeyi Batıniliği’n ve teşkilatın merkezi olarak kullanmışlardır. Hasan Sabbah ve cennet fedaileri olarak anlatılan efsaneler Alamut Kalesi’nde geçmekle birlikte, fedailerin bu kalenin içerine kurulan cennet bahçelerinde öldürmek ve ölmek için yetiştirildiği söylenmektedir. Fakat kaledeki cennet bahçeleri hatta haşhaş kullanıldığına dair kesin bilgiler bulunmamaktadır. Bazı kaynaklar, bu rivayetlerin muhalifler tarafından karalama kampanyası olarak ortaya atıldığını savunmaktadır. Kesin olan şey ise, Hasan Sabbah’ın bu kaleyi ele geçirdiği ve ölümüne kadar bu kalede kaldığıdır.
Alamut Kalesi’nin ele geçirilmesi ile ilgili farklı iddialar bulunmaktadır. Hasan Sabbah, kaleyi 1090 yılında ele geçirmiştir. Kalenin ele geçiriliş biçimi ile ilgili en yaygın iddia, kaleye sızan dailerin yürüttüğü çalışmalar sonucunda kaledeki halkın ve askerlerin büyük bölümü etki altına alınmış ve Batıni inancını benimsemiştir. Çalışmaların sonunda ise Hasan Sabbah tek başına kaleye gelmiş ve kale yöneticisini buradan kovmuştur. Diğer iddialarda ise Hasan Sabbah’ın da gizlice kaleye gelerek halkı kendi görüşüne çekme faaliyetlerine katıldığıdır. Ayrıca Hasan Sabbah’ın kale yöneticisine para ödeyerek kaleyi yöneticiden satın aldığı da söylentiler arasındadır.
Alamut Kalesi’nin ele geçiriliş yönetimi ile ilgili en fantastik hikaye ise Serpersi Saykes’in yazmış olduğu ”Tarih-i İran” isimli kitaptadır. Burada anlatıldığına göre Hasan Sabbah, bu kaleden bir sığır derisinin kaplayacağı kadar toprak istemiştir. Bu talebine olumlu yanıt verilince Hasan Sabbah bir öküz derisini ince ince çekerek tüm kaleyi kaplayacak hale getirmiştir ve bölgeyi almıştır.
Hikayelerin hemen hemen hepsinden kısaca bahsettim. Kişisel görüşüme göre ve kaynaklarda en sık geçen şekilde Alamut, Hasan Sabbah ve daileri tarafından hiç savaşmadan, halkı ikna ettikten sonra zapt-edilmiştir.
Assassin’s Creed: UBISOFT tarafından piyasaya sürülen Assassin’s Creed video oyunu, Hasan Sabbah ve Haşhaşileri konu edinen bir oyundur. Üst kısımdaki görsellerde yer alan kalenin, oyun içerisinde Alamut olduğu tahmin edilmektedir. Nitekim İngilizce ”Assassin” kelimesinin, ”Haşhaşi” kelimesinden İngilizce’ye geçtiği varsayılmaktadır. Bu kelimenin geçişi hakkında kesin bir bilgi olmamasına rağmen, tarih kayıtlarındaki ilk ”suikast” sözcüğüne Haşhaşiler’de rastlanmaktadır.
Alamut Kalesi Kim Tarafından, Nasıl Yıkıldı?
Alamut, Hasan Sabbah’ın buraya hakim olmasından itibaren pek çok kuşatma geçirmiştir. Kendisi için en korunaklı bölgeyi seçen Hasan Sabbah ve sonrasında gelen temsilcileri, kalenin konumundan iyi bir şekilde yararlanmıştır. Savunmaya son derece elverişli olan Alamut, mancınıkların ve okçuların menzili dışında kaldığı için zor bir hedeftir. Ayrıca kaleye yaptırıldığı söylenen çok sayıda gizli geçit, kalenin uzun süren kuşatmalara karşı dayanmasını sağlamıştır.
Hasan Sabbah‘tan sonra sırasıyla
Buzrug Ümmid (1124-1138),
Muhammed Buzrug Ümmid (1138-1159),
I.Hasan (1159-1162), II.Hasan (1162-1166),
II.Muhammed (1166-1210), III. Hasan (1210-1221),
III. Muhammed (1221-1255),
Rükneddin Hür Şah (1255-1257) Alamut Kalesi’nin komutanlığını yapmışlardır.
Alamut yıkılana kadar pek çok kez kuşatılmıştır. Tarihte bilinen Alamut kuşatmaları şu şekildedir:
1091/1092 – Yoruntas’ın Alamut’u kuşatması.
1109/1110 – Sultan Muhammed Tapar’ın Alamut’u kuşatması.
1117/1118 – Sultan Muhammed Tapar’ın ikinci kez Alamut’u kuşatması.
1127 – Sultan Sencer’in Alamut’u kuşatması.
1130 – Sultan Mahmud b. Muhammed Tapar’ın Alamut’u kuşatması.
1157 – Gazi Rüstem Şehriyar’ın Alamut’u kuşatması.
1198/1199 – Harizmşah Tekiş’in Alamut’u kuşatması.
Moğol kuşatması altındaki Alamut Kalesi, ressamlar tarafından farklı tasvirlerle resmedilmiştir. Bu resimleri üst kısımdaki görselde görebilirsiniz.
Tarihin çeşitli dönemlerinde kuşatılan Alamut, bazen aylarca hatta bir yılı geçen süre boyunca kuşatma altında kalmıştır. Fakat bu kuşatmalardan her seferinde kurtulmuştur. Burada kalenin savunmaya elverişli konumunun yanı sıra bu kuşatmalar sırasında kuşatma komutanlarına veya kuşatmayı yapan komutanın bağlı olduğu hükümdara yapılan suikast saldırıları, kuşatmanın kaldırılmasını sağlamıştır.
Alamut’un yıkılması, 1256 yılında Moğol hükümdarı Hülagu tarafından gerçekleşmiştir. Bu kuşatmaya yaklaşık 300 bin Moğol askerinin katıldığı, bazı tarih kaynaklarında geçmektedir. Alamut’un son komutanı olan Rükneddin Hür Şah’ın teslim olduğu, buna rağmen sonrasında öldürüldüğü de tarih kitaplarında geçen bilgilerdendir. Kalenin alınması için kalenin altına tüneller kazıldığı ve bu tünellere patlayıcı, yanıcı maddeler koyularak kalenin yıkıldığı kanısını hakimdir. Bununla beraber Dünyanın en geniş kitap arşivlerinden birine sahip olan Alamut Kütüphanesi’ndeki kitapların büyük kısmının yok olduğu söylenmektedir.
Günümüzde Alamut Kalesi Ne Durumda?
Olabildiğince yüzeysel olarak Alamut Kalesi’nin tarihi hakkında bilgiler vermeye çalışmama rağmen, Alamut gezi notlarına geçmeden önce yüzlerce cümle yazmış olduğumun farkındayım. Ama farklı kaynaklardan, en doğru ve tarafsız bilgileri yazmak için uğraştım. Bunun için Alamut tarihçesi kısmı biraz uzun oldu. Şimdi ise tatil için İran’a gitmek isteyenlerin merak ettiği kısma geçelim, günümüzdeki Alamut ne halde?
Okuduğunuz kitaplardan veya biraz önce verdiğim bilgilerden, hayalinizde ihtişamlı bir kale canlanmış olabilir. Ama 1256 yılında Moğol komutanı Hülagu’nun kaleyi ele geçirmesinin ardından bir daha böyle sağlam bir savunmayla karşılaşmamak için kale yerle bir edilmiştir. Günümüzde ise kalenin sadece küçük kalıntıları bulunmaktadır. Buna rağmen burayı görebilir ve hayal gücünüz ile kalenin ihtişamını gözünüzün önüne getirebilirsiniz.
Kalede zaman zaman restorasyon çalışmaları yapılsa da bunlar pek yeterli görünmüyor. Alamut ziyaretçi giriş fiyatı olarak ise ortalama 40 TL ücret ödemeniz gerekiyor.
Alamut Kalesi Nerede? Nasıl Gidilir?
Alamut Kalesi veya Hasan Sabbah Kalesi olarak da bilinen kalıntılar, İran sınırları içerisinde Hazar Denizi’ne yakın bir konumda yer almaktadır. Tahran-Alamut arası 240 kilometre, Tebriz-Alamut arası ise 600 kilometre mesafe bulunmaktadır. Tahran-Tebriz rotası, İran seyahatlerinden sıkça kullanılan bir rotadır ve Alamut Kalesi, bu iki yerleşim yerinin arasında kalmaktadır.
Alamut’a en yakın yerleşim yeri olan Kazvin (Qazvin) ile kale arasında 106 kilometrelik mesafe bulunmaktadır. Qazvin’den taksiye binerek engebeli yolları aşabilir ve yaklaşık 2 saatlik bir yolculuğundan ardından bölgeye ulaşabilirsiniz. Qazvin-Alamut arası ortalama 100-200 TL’ye gidiş-dönüş taksi yolculuğu yapabilirsiniz. Tabi burada pazarlık becerilerinizin de önemi var.