2016 yılının başında bana Paris´ten üç adet kitap gönderildi. Üçünün de yazarı Vedat Kaymak. Kitaplardan ilki, “Weliyê Hediki (Peyeyê Şex Saidi) u Ez Qelbenij” (Zazaca), ikincisi “Zaza Halk Tarihinin Büyük Hatları” (Türkçe) ve üçüncü kitap “Zazaki İstaneki” (Zazaca) adlarını taşıyorlar.
Vedat Kaymak iki sene önceye kadar adını duymadığım bir Zaza hemşerimiz. Diyarınsesi.Org Köşe yazarı Aziz Gülmüş'ün Vedat Kaymak ile yaptığı röportajda, Vedat Kaymak : "Aslım Zaza olup, Diyarbakır´ın Piran (Dicle) ilçesine bağlı Kelbin (Qelbin H.Ç.) köyünde, Eylül 1960 yılında, dünyaya gelmişim.” diyor.
Her üç kitabı aşağıdaki sıraya göre okudum. Zaza Aydınlanması bakımından üçü de son derece faydalı ve tüm Zaza aydın, yurtsever, devrimcilerinin okuması gereken kitaplardır.
1. WELİYÊ HEDİKİ (PEYEYÊ ŞEX SEİDİ) U EZ QELBINİJ (Zazaca)
Kitap 2012 yılında İstanbul´da Arya Yayınları tarafından basılmış olup 100 sayfadır.
Vedat Kaymak bu kitapta 1925 Şeyh Said Direnişinin kısa öncesine ve başlaması aşamasına aydınlık getiriyor. Bu tarihi olayın Weliyê Hediki ve Ez Qelbenij ile olan ilişkisini anlatıyor. Şanssız öldürme olaylarından devlet tarafından adları eşkiyaya çıkarılan Zaza yurtseverleri Weliyê Hediki ve Ez Qelbenij´in, (kitabın başlığından da hareketle), Şeyh Said´in koruyucuları ve fedaileri olduklarını anlıyoruz.
Tarihçi Vedat Kaymak, fiktiv bir olay uydurmuyor ve abartmıyor. Yaşanmış bir olayı anlatıyor. Şeyh Said Direnişi öncesindeki olayların akışını; 1925 Şeyh Said Direnişinin Piran´da başlaması aşamasını, dönemi yaşayan ve bilen yaşlıların anlatımlarımdan hareket ederek birebir vermeye çalışıyor. Bu yönüyle anlattıkları okuyucuyu, bir drama olarak hemen ilk sayfalarda etkisi altına alıyor.
Dêsimli Alevi Zaza olarak bu kitapla ufkum genişledi. Kitap bölgeyi, insanlarımızı bir gıdım daha iyi anlamama yardımcı oldu diyebilirim.
Zaza Tarihi hikayeleri, Zaza yazarlar yazmadıkça, Zaza Tarihi, devletin kendi hesaplarına göre yazmış olduklarının etkisinden kurtulamaz. Zaza okuyucuların, Zaza yazarların yazmakta olduklarını küçümsememeleri gerekiyor. Tersine ciddiye almaları lazımdır. Bu nedenle Zazaca okuma yazma gücü ve hüneri sahiplerinin kitabı okumalarını önemle tavsiye ediyorum.
2. ZAZA HALK TARİHİNİN BÜYÜK HATLARI (Türkçe)
Kitap 2014 yılında İstanbul´da Arya Yayınları tarafından basılmış olup 160 sayfadır.
Zaza Tarihi yazımı kesintiye uğratılmış, son beş yüz yılda yazılmamış bir tarihtir. Bu nedenledir ki Türk, Kürt, Ermeni devlet ve siyasi örgütleri ve bu güçlerin etkisinde kalan Batı devletleri Zaza halkını yok sayıyor. İnsan haklarını savunan Uluslararası Af Örgütü (amnesty international, ai), Tehdit Altındaki Halklari Koruma Örgütü (gesellschaft für die bedrochte völker, gfbv), kendilerine defalarca yazmış olmamıza rağmen Zaza halkını inkar etmektedirler.
Bu ikiyüzlü devlet ve örgütler, Zaza halkı kendi tarihini yazamadığı için ve kendini uluslararası arenada savunamadığı içindir ki ciddiye almamaktadırlar.
En çok bu bakımdan Vedat Kaymak'ın "Zaza Halk Tarihinin Büyük Hatları" kitabı ciddiyet ve önem kazanmaktadır. Çünkü Zaza Tarihi, Zaza bilim adamları tarafından yazılmadan önce, yukarıda andığım güçlerin Zaza halkının varlığını kabul etmeleri mümkün değildir.
Ünlü Zaza atasözümüzün dile getirdiği gibi; "Tı ho nasbıke ke, sar ki to nasbıke ro." Sen kendini tanı ki, yabancılar da seni tanısın. İşte tarih Profesörü Vedat Kaymak birebir atasözümüzü uygulamaya sokarak ilk Zaza tarihi kitabını yazmış bulunuyor. Kitap ince ve yüzeysel olmasına karşın, Zaza halkı ve tarihi açısından çok büyük bir gelişmenin başıdır. Çünkü bu kitap, Zaza bilim adamlarının kendi tarihini, kendi elleriyle yazmaya başlamalarının başlangıcını oluşturmaktadır.
Kitabın Giriş bölümünde teferruatlı bir önsöz var. M.Ö. tarihlerde Zazalar araştırılmış. İslamiyet'in yayılmasının başlangıç tarihi olan M.S. 651 tarihi aynı zamanda Sasani İmparatorluğunun Arap İstilası sonucu yıkılması işlenmiş. İslam öncesi ve sonrası Zaza inanç ve gelenekleri özet olarak verilmiş. Kitabın 2. Bölümünde "Osmanlı Döneminde Zazalar" başlığı altında Zaza halkının yerleşim alanları, Osmanlı bandırası altında sosyal ve siyasal durumu abartılmadan yazılmıştır. 3. Bölümde "Zazaların 20. Yüzyıldan itibaren Gelişimleri" konu edinmiş. Bu bölüm Zaza Dili ve diğer dillerle ilişkileri, Zaza Dili üzerine yapılmış araştırmalara ayrılmış. Kitabın 4. Bölümünde, ilk Zazaca yazılı eserler, Kürt dergilerinin Zaza Diline karşı tutumları, Zaza aydınlar tarafından çıkarılan yayınlar, Zaza'ca radyo ve tv yayınları, başka halklar için mücadele veren Zazalar, 1925 Şeyh Said Direnişi, Türk siyasetçi, yazar ve bilim adamlarının Zaza Davasına karşı olumsuz tutumları, yabancı yazarların Zaza Davası hakkındaki görüşleri, Kürt örgütlerinin gelişen Zaza Uyanışına karşı olumsuz tutumları işlenmiştir.
Kitabın sonuç bölümünde Zaza halkına dair birkaç belge ve şiir sunulmuş. Şeyh Said Direnişinin başlangıcı olan "Piran Olayı" anlatılmış. Daylamalılardan söz eden Arap tarihçilere değinilmiştir. Şeyh Said Direnişi idam resimlerine yer verilerek, yaklaşık dört sayfalık bir kaynakça kitaba eklenmiştir.
Zaza halkının kendine, tarihine yabancı olması tesadüfi değildir. Egemen güçler bilerek yüzyıllardan beri uygulamakta oldukları zulüm ve sindirme uygulamalarıyla halkımızı bu hale sokmuştur. Ancak Ortaçağ karanlığını terk etme zamanıdır. Şu andaki Zaza kuşaklar geniş bilgilenme imkânlarına sahiptirler. Bilmemek ayıp değildir. Ancak imkanlar mevcut olduğu halde okumamak ve öğrenmemek ayıptır. Zaza yazarların yazdıklarını okumalı, okutmalıyız. Bu kitabı da her aklı başında insana, her Zaza´ya tavsiye ediyorum.
3. ZAZAKİ İSTANEKİ (Zazaca)
Kitap 2016 yılında İstanbul´da Arya Yayınları tarafından basılmış olup 140 sayfadır.
Kitapta on beş Zazaca masal var. Bir kısmını çocukluk günlerimdeki yaşlılarımızın sözlü anlatımlarından hatırlıyorum. Zaza masallarının Qelbin/Piran bölgesindeki versiyonları olarak bu masallarda yer, öğe ve kahramanlarında ufak tefek değişiklikler var. İlk yedi masal toplam 24 renkli resimle süslenmiş. Ancak sekizinci masal olan "Paşayo Dız" masalından sonra gelen sekiz masal ne yazık ki resimlendirilmemiş. Masallarda gereksiz bitişik veya ayrı yazımlar, apostrofla kısaltmalar okumayı ve anlamayı ilk sayfalarda zor duruma sokuyorsa da, ilerleyen sayfalarda okuyucu yazarın üslubuna alışıyor ve anlama güçlüğü kalkıyor ortadan.
Zaza Dili´ni sevenlerin zevkle okuyacaklarına inanıyorum.
Ben Vedat Kaymak´ı şahsen tanımıyorum. Kendisiyle şu ana kadar bir telefon konuşmam dahi olmadı. Diyarınsesi.Org Köşe yazarı Aziz Gümüş'ün Vedat Kaymak ile yaptığı röportaj ilgimi çekti. 1980 askeri darbesi ve faşizminin zulmünden kaçarak Paris´e gitmiş. Birçok zorluğa katlanarak Fransızca öğrenmiş ve üniversiteye kaydını yaparak 1995 yılında tarih profesörü olmuş. "Birçok kişi benden sonra Paris'e geldi ama bu gün çok zengin durumdadırlar. Allah daha da versin. Hiç kıskanç filan değilim. Benim bir şeyim yok ama kafamda ki sorulara rahat cevap bulabilecek durumdayım." diyor Vedat Kaymak.
En zor iş insanın kafasındaki sorulara cevap verebilmesi, düşünmesi, bilinçlenmesidir. İnsani kamil olabilmenin özellikleridir bunlar. Bu özellikler pazarlarda satılmıyor ve parayla satın alınamıyorlar.
Röportajın başka bir bölümünde: (...) "Kürtler için hayatımın en güzel ve en verimli yıllarımı verdim, ama hiç bir Kürt verdiğim çalışmanın değerini bilmedi. Hiç bir Kürt diyorum (derken H.Ç.), sıradan halkı kast etmiyorum." (...)
İnsanın arkasına bakarak geçmişte yaptığı hataları görmesi ve bu hataları yaptığından pişman olmadığını dobra dobra söylemesi erdemdir. Sağlıklı bireyde bilinçlenme böyle oluşuyor.
Vedat Kaymak, tarih, futbol, sinama, yazma hünerlerine sahip çok yönlü bir insan. Zaza, Kürt, Türk, Fransız kültürlerini harmanlamış bir Zaza entelektüeli. En olgun yıllarında Zaza Dili ve Zaza Davası, Zaza Sinemasına büyük katkılarda bulunabileceğini umuyor ve kendisine başarılar diliyorum.
Hakkı Çimen, Almanya 2016