ZAZALAR'IN ETNİK YAPISI
Zazalar yerleşik olarak yoğunlukla Tunceli, Bingöl, Elazığ, Diyarbakır, Erzincan, Urfa -Siverek kısmen Erzurum ve Sivas, Adıyaman, Malatya, Muş, Bitlis, Siirt, Malatya, Gümüşhane, Ardahan, Kars, kahramanmaraş, Batman, Aksaray, Mardin merkez ve değişik oranlarda ilçelerde serpiltilmiş ve değişik oranlarda yerleşmiş durumdadırlar. İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Bursa gibi metrepol şehirlerde ve ülkemizin tüm illerinde de Almanya, Hollanda başta olmak üzere avrupa ülkelerinde çok yoğun nüfus ile Zazalar mevcuttur.
Zazaların nüfusu anadil temelinde yaklaşık 9 /10 milyon olarak tahmin edilmektedir. Zazaların tamamına yakını müslümandır yarıya yakını Alevi, diğer kısmı Sünni'dir. Bazı kaynaklar yanlış olarak Zaza'ların Kürt ve Zazaca'nın Kürtçenin bir lehçesi olduğunu belirtir. Bu kaynaklar ciddi bir araştırmaya dayanmazlar.genel çoğunluğu kürtçü milliyetçi tayfa tarafından hazırlanan yanlı ve yanlış tezlerdir.
V.Minorsky; İslam Ansiklopedisi'nin daha doğru olan İngilizce nüshasında (Encyclopesida of Islam) açıkca ''kesinlikle'' ibaresini kullanarak ''20.yy.'da Kürtler arasında kesinlikle Kürt olmayan bir unsurun ''Zaza'' tespit edildiğini'' belirtir.(sf.1134) ''Zazaların Kürtçeden çok farklı bir Kuzey batı lisanı konuştuklarına'' değinir.(sf.1152) Minorsky, Zaza kelimesinin geçtiği her yerde ''gerçek Kürt olmayan'' notunu düşer.(sf.1151) Minorsky, aynı şekilde, Zazalarla ilişkilendirilen Güran'larında Kürtlüklerini kesinlikle reddeder ve Zazaca'nın en yakın olduğu dil Güranca'dır.
Zazalar'a ilişkin araştırmalarda bulunan Alman oryantalistler, Prusya ve Alman Devleti'nin hizmetinde görev yapmıştır. Wilhelm Strecker ve Otto Blau, Friedrich von Spiegel, C. Bartholomoe, Alber Von Le Coq, Oskar Mann, Karl Hadank, Ludwing Paul, J.Gippert gibi Alman oryantalist ve dilbilimciler Zazalar üzerine çalışmışlardır. İlk araştırmacıların unvanları kaynaklarda oryantalist olarak geçerken sonralarda İranolog ve dilbilimci gibi ifadelerle tanıtılmışlardır.
Ayrıca bu konunun en yetkili uzmanları kabul edilen O.Mann, David Mckenzie ve Haddank, Hollandalı araştırmacı M.V.Bruinessen Ağa Şeyh ve Devlet isimli kitabında belirtildiği gibi Güran, Hewrami ve Zazaların Kürtüklerini kararlılıkla reddetmektedirler.(sf.144)
Japon asıllı araştırmacı ünlü Prof.Goichie Kojima, Zazaca'yı ayrı bir dil olarak sınıflandırmakta, hatta daha ileri giderek bir Kürt dil grubunun bulunmadığı diğer lehçelerin de ayrı bir dil hüviyeti taşıdığını belirtmektedir.
Ermeni tarihçi Garo Sasuni de, Kürt Ulus Hareketleri ve 15.yy'dan Günümüze Ermeni Kürt İlişkileri isimli kitabında Prof.Dr.Thomanshek, Heartman, Nöldeke'nin Dersim Zazalarını Kürt olarak kabul etmediklerini belirtir.(sf.29)
Doç,Yalçın Küçük; Kürtlerin Üzerine Tezler adlı kitabında; ''Zazaca, çokca sanıldığının aksine Kürtçe'nin bir lehçesi değildir.Zazaca Kürtçe dışı kalıyor'' demektedir.(sf.37) Ayrıca Zazaların kültürel değerler yönünden de Kırmanç'lardan (Kürt) frklı yönleri olduğu tespit edilmiştir.Örneğin köklü bir bahçe kültürleri vardır ve yerleşik düzene aşinadırlar.
Zazalar Deylemliler'dir. kendilerine 'dimili' demeleride bundandır. Zaza kimliği üzerinde geniş bir araştırma yapmış olan, kendisi de Hormek aşiretine mensup alevi bir Zaza olan M.Şerif Fırat, Doğu İlleri ve Varto Tarihi isimli eserinde, yörenin Zazalarının bir kısmının İç Anadolu'dan bir kısmının ise daha eski zamanlarda Horasan ve Harezm'den geldiklerini belirtmiştir.
Ayrıca,Koçgiri aşiretinden olan Alişir de bir şiirinde ''ceddimiz şeyh Hasan, Şah-ı Horasan''(atamız Şeyh Hasan,Horasan Şahı) dizesinde, Zazaların Horasan kökenli olduğunu söylemektedir. Aynı eserde, kendisi Zaza ve Tunceli'li olan (Pertek,1880-1959) ve Tunceli ilinde yıllarca kaymakamlık yapmış olan M.Zülfü Yolga, Zazaların, Timur'un Horasan'ı ele geçirmesinden sonra büyük bir topluluğun bu bölgeden Anadolu'ya akrabalarının yanına geldiklerini ve Dersimlilerin de kendilerini deylemistan ve Horasanlı olarak tanımladıklarını belirtir.
Alevilerin Etnik Kimliği üzerinde yaptığımız çalışmalarda Alevi Kürtlerin köken olarak Zaza olduklarını tartışılmaz şekilde ortaya koymaktadır. 400'den fazla köy dolaşmış, binlerce Alevi Kürt'le görüşmüş ''Özellikle 60 yaş ve üzerindekiler kendilerini ısrarla ama ısrarla Kürt olmadıklarını,Zaza olduklarını ifade ediyorlardı.
Kürtçe konuşanların veya Kürtçenin yanında ikinci dil olarak Zazaca yada Türkçe konuşan alevilerin neden ısrarla Kürt olmadıklarını ifade ettiklerini anlamaya çalıştım. Bu çalışma bu çığlığı anlamaya yönelik bir çabadır.
bu araştırmasının kapsamını ve sonucunu şöyle açıklamak mümkündür: ' 'Bu araştırmanın savunucusu olarak, son on yıldır Kürtçe konuşan Alevi yerleşimlerinin %75'ini gezmiş, görmüş biriyim.
Örneğin; Erzincan'a bağlı Tercan, Çayırlı,Kemah, Üzümlü, Refahiye, Kemaliye'ye bağlı yaklaşık 400 Alevi köyünü gözlem amacıyla gezdim..Sivas'ın Zara, Hafik, İmralı köylerini Malatya'nın Doğanşehir, Akçadağ, Kürecik, Hekimhan, Yeşilyurt ve bazı köylerini gezdim. Bu köylerde binlerce insan ile görüştüm. Buna İstanbul, izmir ve diğer metrepol şehirlerde rastladığım Tuncelili, Erzincanlı, Erzurumlu, Muşlu, Antepli, Karslı, Ardahanlı, Maraşlı ve Avrupadaki Alevi yaşlıları Kendilerini Kürtçe'yi bildikleri halde hatta Türkçe'yi bozuk bir şive ile konuştukları halde, bugün yaş 60'ın üstünde olan ve kendisini Kürt diye ifade eden yani Zaza olmadığını ifade eden bir tek Alevi'ye rastlamadım.
Kendisini Kürt olarak ifade eden kesim ise; son yıllarda Kürtçülük veya radikal sol rüzgardan etkilenen azınlık bir gençlik kesimdir. Bu kesimin savunduğu Kürt kimliği ise, tarihsel değil siyasi bir kimlik olarak kabul edilebiliriz.
''Alevi Kürtlerin Etnik Kimliği Üzerine araştırma yaptığımızda çoğu Zaza aşiret adlarına sahip olan ama Kürtçe konuşan Aleviler'in varlığı birçok yazarın izahat kabilinde hayal gücünü meşgul etmiş bir vakadır. Kürt milliyetçilerinin bu grubların muğlak kimliklerini kabul etmekte güçlükleri olmuş ve bunlar sıkıcı ayrıntıları örtbas etmeye çalışmışlardır.
''Dersimli ve diğer Alevilerin nereden geldikleri sorusuna akla getiren ve hem resmi tarih ekolüne bağlı olanlar, hem de liberaller olmak üzere birçok akademisyence bu soruya verilen cevap, bunların Kürtleşmiş Kızılbaş zaza aşiretleri olduğudur. Bu varsayım o kadar mantıklı görünürki, bazı batılı akademisyenlerce de hiç sorgulanmadan kabul edilmiştir. ''Zaza Aleviler mezhep ve ibadet dili Zazaca'dir. ibadetlerine iştirak edenler Zazaca konuşmak mecburiyetindedirler. Bu mecburiyettirki Alevi Zazalar asırlardan beri asimile edildiği halde aidiyet ve dillerinden pek de uzaklaşmamış Dersim Alevileri arasında hala zazaca meram anlatmak mümkündür'' ama maalesef son yıllardaki kürt kimliği ve kürtçe dili dayatması sebebi ile ''30-40 yaşlarından yukarı olanlarla zazaca ile anlaşmak mümkün iken 20 -10 yaşından küçük çocuklarla Zazaca konuşmak imkanı ortadan kalkmak üzeredir''
''Bu netice, Zazaların benliklerini kaybetmeye başladıklarına ve ihmal edilirse günün birinde Zaza dili ile konuşana tesadüf edilemeyeceğine delildir''
Kürtçe konuşan bazı Alevi aşiretlerin Zaza olduğunu '' Törenleri, töreleri, ilgili adetler, inanış, eski yeni yıl bayramları olan, Qalo pir, Gagan, Hızır bayramının kutlanması vb. özelikle yaşlı kesime Sorduğumuzda soy olarak biz Kürt değiliz, fakat inançlarımız dolayısıyla çok eziyet gördük, dağlara sığındık, Kürtlere karıştık ve Kürtler olarak adlandırıldık. Bunu söyleyen tanınmış aşireti Koçkırı'lardandı.
Maraş ve yöresinde yaşayan Alevi aşiretlerin özelikle Pazarcık Atmalı, Kılıçlı, Sinemelililer alevi zaza aşiretleridr.. Bu üç kabile halkı 1800 lü yıllardan beri asimile adildikleri ve zamanla ana dilleri olan zazaca yerine Türkçe ve Kürtçe konuşmaya başladıkları ve özelikle son 50-60 yıldır pkk ve kürt milliyetçilerinin propağandaları yalan tezlerine kandıkları ve kendilerini Kürt olarak tanımladıklarını gözlemliyoruz. Bugün bazı kesimlerce Kürt oldukları iddia edilen bu kabilelerin özbe öz Zaza olduklarını, bugün Adıyaman, Maraş ve Gaziantep'te yaşamaktadırlar. Küçük bölümü Ankara'nın Haymana ve Bala ilçelerindedir. Sinemili. Atmalı aşiretinin Maraş ve Adıyaman'daki köylerinin isimleri hiç değiştirilmemiştir Bunlar; Tilkiler, Haydarlı, Sadakalar, Karahasanlar, Ağcalar, Kabalar, Kizirli, Kızkapanlı, Ketiler, Karalar, Turunçlu, Mahkanlı'dır. köken olarak Zaza olan Sinemilli Zazaların bir kısmı kendilerini Harezm Türkü olarak tanımlarsada hatırı sayılır bir kısmı da kendilerini Kürt olarak tanımlamaktalar..
Zazaların kökeninin Deylemistan - Horasan ile fırat havzası bölgesi olduğu Selçuklu döneminde ve özelikle selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat döneminde ciddi bir nüfusa sahip oldukları, Yavuz Sultan Selim zamanında Alevi Zazaların can güvenlikleri nedeni ile, Dersim dağlarına çekilmek zorunda kaldıklarını ve bu tecrit neticesinde kendilerini gizlemek için Kürt olduklarını, Kürtçe öğrendiklerini, süreç içinde ana dilleri zazaca ve Zaza aidiyetinden uzaklaşarak Kürtleştikleri anlamlıdır
Anadolu selçuklu ve Osmanlı döneminde Desim coğrafyasında ve munzur dağının güney yakasında bir tek Kürt yoktur. Desimde ki aşiretlerin tamamına yakını Zaza kökenlidir, bir kaç Türkmen aşireti vardı. Pülümür'e doğru gelindiğinde ise, Areil, Lolanlı, Şahvelanlı, Kemanlı, Çerekanlı ve daha birçok aşiret oturmaktadır. Bu aşiretlerinde hiçbiri Kürt değildir. Tamamı Zaza kökenli aşiretlerdir.ayrıca ''Alevilikte dedelik,ocak geleneği ile yaşar. Babadan oğula geçerek yaşar. Sahte dede veya ocakzade türemediği sürece dede ocaklarının bozulma şansı çok azdır. Bu nedenle Dersim bölgesinde dede ocaklarında Zazaca ibadet yapılırdı..'' Bugün kendilerine Kürt diyen ve Kürtçe konuşan Zazaların yoğun olduğu bölgelerdeki halkın aslen Zaza oldukları, Zazaca konuştukları ve 20.yy. başlarındaki Osmanlı kayıtlarında da mevcuttur. 1936 yılında hazırlanan dersim raporunda org.general Ziya Yergök nüfusun tamamına yakını Zazadır ve Zazaca lisanı konuşmaktadır der.
Güney doğu Zazalarıdır. Zazaları, Türkiye'de 2 kol olarak incelemek gerekir, Bir kol Tunceli, Bingöl, Erzincan ve yakın illerdeki Kuzey Zazaları diğer kol Güneyde, başta Urfa Siverek olmak üzere Diyarbakır, Elazığ, Palu Zazalarıdır. Kuzeydeki Zazaların çoğu alevi, güneydeki Zazaların çoğu Sünni'dir. Kuzey Zazaları ile yeterli bilgi bu bölümün başında verilmiştir.
Güneydeki Zazaların en yoğun olduğu yerlerden biri olan Siverek (Şanlıurfa) Siverek Zazalarıyla ilgili bilgilerden küçük bir özet aşağıdadır.
Siverek Zazaları beş ana kola (aşirete,boya) ayrılırlar.
Bunlar, Karanlı, Bucak, Kırvar, Haseran, Bapviran boylarıdır.
Bu boylardan Karanlılar (Karahanlılar) Zazadır . Karahanlılar kaynaklarda Elikhanlar olarak da anılırlar. Siverek Karahanlılarının köylerinin isimleri.(Karahan Köyü, Kepir Köyü, Güvercin Köyü, Dindar Köyü, Hamamviran Köyü, Şilan Köyü) Haseranlılar (Ağaçhan,Tikyol (yolu dik,yokuş) Karakaya, Doğan, Konaklı, Hoya, Karamusalar, Derdere, Hindibaba, Şeyhandede, Ahirmat, Sarsap, Budaran)
Bucaklar boyu da tamamen Zazadır. Bucakların köylerinin isimleri de (Güngörmez, Bahçe, Mezra, Bitik (Oğuzca kitap yazma) Kalemli, Daralık, Çeftali, Kale, Sepetviran, Çamurlu (Suriye'nin Lazkiye vilayetine bağlı Bayır ve Bucak beldeleri vardır. Bucak'ın köylerinden birinin adı da, Siverek Bucakların da olduğu gibi Çamurlu'dur.)
Kırvar boyu da Zazadır.. Siverek'te köy isimleri gibi coğrafya, ırmak, su isimleri de genelde Zazacadır bazı köyler Türkçedir.. Örneğin Topyolu, Karameşe (Karakaya-tikyol köyleri arasında), Büyükçay (Çamçay), Kızılçubuk Çayı, Soğuk Pınar. Ağaören, Deliktaş, Karayük (Karahöyük), Kurtini, Karadibek, Daşlı, Bozkuyu, Kapaklı, Böğdük, Göllü, Payamlı (Bademli), Toru, Saluca, Çiğini vb.
Sonuç olarak, Zazaların ''asli'' köken itibariyle kadim bir halk oldukları, yerli ve yabancı çok sayıda araştırmacının ortaya koyduğu ortak tespittir. Zazaların büyük bir bölümü bu gerçeği bilmektedir. Ancak, Osmanlı'dan bu yana devletin ve şartlanmış halkın, Zazaları Kürt görmesinin, Zazaları Kürtlüğe itmesinin, bölücü çevrelerin Zazaların Kürtleştirme propagandaları karşısında önlem alınmamasının, Devlet'in Zazaları yalnız bırakmasının tabii bir sonucu olarak, bir kısım da olsa Kürtlüğü bir üst kimlik olarak benimseyen bir grup Zaza mevcuttur. Devlet ve toplum olarak, bugün bir zaafı olan bugünkü etniklik politikasının değiştirilmesi, bilimsel olan, gerçekçi, doğru, bilinçli bir etniklik politikasının benimsenmesi şarttır. Ek olarak, TV, basın ve eğitim imkanları bu hedef doğrultusunda seferber edilmelidir. Bunun için, özel bir propaganda kampanyasına ihtiyaç yoktur, bilimsel verilerin yansız olarak ortaya konması yeterlidir. Çünkü bilim, hakikat, Türkiye'nin ulusal bütünlüğünün birlik ve beraberliğinin yanındadır. Ancak ne yazık ki, bugün hala hatada ısrar edilmekte, vatanseverliklerinden kuşku duyulamayacak önemli ve etkin kişiler dahi hâlâ, geniş kitlelere hitap eden özel TV programlarında, basında hala Zazalara Kürt demekte ve Zazacayı Kürtçe'nin bir lehçesi olarak tanımlamaktadırlar. Aynı hata Devlet TV'sinde de tekrarlanmaktadır.
Asırlardır süre devletin ve toplumun Kürtlük dayatması karşısında, bölücülerin bu kadar yoğun beyin yıkama kampanyaları, propagandaları karşısında, yalnız bırakılan, eğitimsiz ve şeyh said ve dersim acısını da yaşamış Zazaların Kürtlüğe bu kadar güçlü direnişleri, her türlü takdirin ötesindedir. Yabancı kaynaklarda dahi, bölücü Kürtçü kesimin,güçbirliği sağlamak amacıyla Zazaların Kürtleştirilmesine büyük önem verdiklerini, bu yolda gerçekleri nasıl tahrif ettiklerini açıkça belirtirken, ilgililerin, yetkililerin duyarsızlığına, gafletine, dalaletine isyan etmemek mümkün değildir. Devlet bu konuya derhal eğilmeli ve tahrik niteliği ortada olan yanlışlara meydan vermeyi önleyecek önlemler derhal almalıdır.
Kaldı ki, bilimsel gerçekte bunu emretmektedir. Türkiye, kültür politikasının önemini, kültür politikalarının temellendiren sosyal bilimler değerini idrak etmedikçe, bunun ağır bedelini ödemek zorundadır. Kültür politikasındaki duyarsızlık ve ihmallerin sonuçları sadece mili birlik ve beraberliği tehdit eden gelişmelere değil,daha pek çok yıkıma yol açar, açmaktadır. Kalkınmanın, gelişmenin, güçlenmenin temeli, milli birlik, huzurdur. Bunun temeli ise ulusal bilinçtir, ulusal kültürdür. Ekonomi ve teknoloji, her şey olmadıkları gibi, kültürel, sosyal yapının birer sonuçlarıdır. Türkiye artık bu gerçeği kavramak zorundadır.