Alevi Zazalara kızılbaş yakıştırmasının arkasındaki gerçekler

Alevi Zazalara kızılbaş yakıştırmasının arkasındaki gerçekler

Dêsim yani Tunceli ili ve bu ille dil, kültür ve itikat ortaklığı olan coğrafyada soğuk ve sıcak savaş sürmektedir. Sıcak savaşta silahlı devlet, silahlı pkk ve silahlı Ermenistan güdümlü solcu gruplar, silahsiz olan Zaza halkını son 40 yıl boyunca yurdunu terk etmesi için ateşleri arasına almış bulunmaktadırlar. Bu nedenle büyük bir kesim Zaza yurdunu terk etti. Ancak bu bölgede daha Zaza yaşadığından savaş sona erer gibi gözükmüyor.

Sıcak savaşın yanı sıra Kürtçü, Türkçü ve Ermenici yazar çizereler de Zaza halkına karşı soğuk bir savaş sürdürmektedirler. Zaza halkına karşı sürdürülen soğuk savaşın kavramları inkar ve rencide etme içerikli olup, Zaza halkının Sunnisiyle Alevisiyle birleşmesini engellemek yönünde yapılmaktadır.

Zaza etnik kimliğini inkar edebilmek için Dersim, Dersim halkı, Dersim sorunları, Dersim dili v.s.; Kürt etniğine dahil edebilmek amacıyla Kırmanc, Kürt halkı veya Kurdistan, Kürtçenin Zaza lehçesi; solculara, komünistlere ve dolaylı olarak Ermenilere dahil edebilmek için Kızılbaş kavramları kullanılmaktadır. Şah İsmail üzerinden Alevi kızılbaş; Hacı Bektaş ve Pir Sultan kullanılarak geliştirilen Alevi hümanizmini öne çıkarılarak Türklere dahil edebilme çabaları hep gündemdedir.

Birçok kişi bu kavramları kullanarak kitaplar yazıyor. Bu kavramları içeren dergiler, gazeteler yayınlanıyor. Birçok karanlık kişi internet ortamında bu kavramlarla Zaza milli kimliğine karşı savaşmaktadır.

Bu yazımda özellikle Dêsim Alevi Zaza halkını, Sünni Zazalardan uzaklaştırabilmek amacıyla Alevi Zazalara yapıştırılmaya çalışılan ‘Kızılbaş' yakıştırmasının arkasındaki kötü niyetlere açıklık getirmeye çalışacağım.
1. Karl Steuerwald´in Türkçe/Almanca sözlüğünde ‘Kızılbaş' kelimesinin karşısında şunlar yazılıdır: “1. P pej. Bez. für Alevi od. Rafizi (Anm.: Den Schiiten wird vielfach unmoralisches Verhalten nachgesagt.) 2. hist. mil. Ordenorganisation in Persien (Träger der roten Haydarkappe; 15. Jh.) 3. Ein Turkmenenstamm in Afganistan (seit dem 18. Jh.); kızılbaştan esir almis gibi: "als ob er e-n schiitischen Ketzer gefangen hätte" d.h. niederträctig, en canaille (behandeln)." (Deutsh-Türkisches Wörterbuch" Karl Steuerwald, Otto Harrassowitz Wiesbaden 1974, Almanya)

Türkçesi: 1. politik tanım, Alevi veya rafizi. (dip not: Şiilere terbiyesiz birçok davranış yakıştırılmaktadır.) 2. tarihi askeri tanım; İran´daki tarikat örgütlenmesi (kırmızı haydari külahı taşıyıcıları; 15.yy.) 3. Afganistan'daki bir Türkmen aşireti (18. yy. dan itibaren); kızılbaştan esir almış gibi: sanki bir kafir, gavur, mülhit, Allahsız, zındık, Rafizi, dinsiz yakalamış gibi" anlamı: şerefsiz, alçak olarak aşağılama.

Karl Steuerwald´in saygın olarak kabul gören Türkçe/Almanca sözlüğünde ‘Kızılbaş' tanımlamasının ne kadar rencide edici, küçük düşürücü bir kavram olduğu çıkıyor ortaya. Bu kavram kime veya kimlere yakıştırılırsa, o kişi ve gruplar saygı göremez. Sünni Zazaların bu durumda Alevi Zazalarla ana dilimiz Zazaca´yı korumak, Zaza kültürümüzü geliştirmek için birleşmeleri, parti kurmaları, Türkiye parlamentosuna girerek orada Zaza halkının demokratik haklarını müdafaa etmeleri mümkün olmaz. Kendisine çamur atılan grup, çamuru silse dahi izi kalır. Bu iz de Zaza Dili´nin daha da zayıflatılması için yeterli olabilir. Bu nedenledir ki Zaza halkının bu ‘Kızılbaş' virüsünü dağıtanlara karşı daha bilinçli hareket etmesi gerekmektedir.

2. Türkçe Wikipedia: "Kızılbaş, Osmanlı seçkinleri tarafından Şiîler ve Alevîler'i nitelendirmek için kullanılmış olan genel bir tanımdır.
Safevîyye Tarikâtı'nın şeyhi olan Şeyh Haydar (1460-1488), müritleri arasında birliği sağlamak için yeni bir kıyafet kabul etti. Bu kıyafetin en orijinal tarafı başa geçirilen serpuştu. Kırmızı renkte ve 12 dilimli olan bu serpuşun her diliminde On İki İmamların adları yazılı idi. Bu kırmızı serpuştan sonra Osmanlılar, Safevî Devleti'nin resmi dini haline dönüştürülen Safevîyye Tarikâtı'na mensûb Şiîleri ve onları destekleyen diğer unsurları nitelendirmek için "Kızılbaş" tabirini kullanmaya başladılar.[1]

Safevî Hanedanı'nın kuruluşuna katkıda bulunan Türkmen aşiretler:
Kızılbaş ordusunu oluşturan gruplar: Şamlu, Ustaclu (Ustacalu), Rumlu, Tekeli, Dulkadir, Afşar, Bayat, Kaçar, Karamanlu, Şeyh Hasanli" (Bak. Türkçe Wikipedia)
Tarihi olarak Safevi Hanedanı'nın kuruluşuna katkıda bulunan ve kızılbaş ordusunu oluşturanların ezici çoğunluğu Türkmen aşiretleridir. Buna rağmen "kızılbaş" ve "kızılbaşlık" kavramları son zamanlarda sadece ve sadece Alevi Zaza halka yakıştırılmaktadır. Bu amaçlıdır. Zaza milli kimliğinin inkarının sürdürülmesi; Zazaların birleşerek dil ve kültürlerini korumaları engellenmek istenmektedir.

3. "Kızılbaş kavramı tarih boyunca ve günümüzde Alevileri aşağılamak, karalamak ve küçük düşürmek için kullanılmıştır." (Bak. http://kizilbas.nedir.com/#ixzz40Lcxg7dI)
Türkçü, Kürtçü ve ermenici gruplar Dêsim´i ve Dêsim İtiktini yazıp çizerken "kızılbaş" ve "kızılbaşlık" kavramlarını, amaçlarına ulaşabilmek için sadece Alevi Zaza halkı tanımlamak için kullanmaktadırlar. Bu aşağılayıcı, küçük düşürücü, karalayıcı sıfatlama Alevi Türklere veya Turkmenlere karşı yapılmıyor. Yazan çizenler, bilinçli olarak bu işte çifte standart uyguluyor, iki yüzlü davranıyorlar. Her Alevi Zaza´nın bunlari teşhir etmesi gerekiyor.

4. Alevi Zaza cem ve ibadetlerinde "kızılbaş" kavramı var mı?
Ben Zaza Dili, Zaza kültürü ve Alevi Zaza İtikatiyle büyüdüm. Otuz yıl önceye kadar, palavra propaganda fabrikaları çalıştırılmadan önce köyümde, kasabamda, tüm Dêsim cografyasinda katıldığım cem ve cemaatlerde "kızılbaş" kelimseinin kullanıldığına şahit olmadım. Bu kelimeyi duymadım. ´Bu kelime Zazaca değildir. Zaza Dili´nde bu kelimenin Zazaca bir karşılığı yoktur.
Geçmis tarihte de nine ve dedelerimizin ibadetlerinde veya günlük sohbetlerinde "kızılbaş" kavramını kullandıklarına dair herhangi bir işaret yoktur.

SONUÇ: Osmanlı Döneminden başlamak üzere Sunni ve Alevi Zazalar arasına, Alevilik ve Sunnilikle nifak sokulmuştur. Zaza halkının milli kimliğine, ana diline ve kültürüne sahip çıkamamasının en önemli nedenlerinden biri de bu nifakla oluşturulan bölünmedir.
Günümüzde devrimcilik solculuk, humanistlik kılığındaki modern nifakçılar "kızılbaş" kavramını, Alevi Zazaları Sunni Zazalara karşı kışkırtmak ve Sunni Zazaları bu kavramın negatif içeriğinden ötürü Alevi Zazalardan uzaklaştırmak için kullanıyorlar. Amaçları, Zaza birliğini engellemektir.
Hasta hale sokulan kadim Zaza Dili ve kültürünün hak ettiği yere gelebilmesi için Sunni ve Alevi Zazaların, bu tuzakları aşarak birleşmelerinden başka yol yoktur.
Zaza Rönesansı ancak ve ancak Zaza milli kimliği etrafındaki demokratik örgütlenmeden geçer.


Paylaş